20100109

CENNET&CEHENNEM / KUR'AN'DA CENNETLER

Öteki (Paracosmos) evrendeki katmanlar Kur'an'da şöyle anlatılır:

1. En altta CEHENNEM (Kırmızı ışık)
2, Ortada ARAF (sarı trafik ışığı)
3. Üstünde CENNETEYN: (Yeşil ışık)

Bu da iki ana katmandır:

a) Alt Cennet katmanları: (Aden, Firdevs, Me'va, ni'met, Mahmudiye, Sidre vb.gibi)
b) Üst Cennet>>>NAİM cennet (Sabıkun/Mukarrebun cenneti)

Cennetler sistematiği uzun bir konu ve mutlaka bir CHAT içinde yer vereceğim Allah inşaa ederse...
Bu konuya eğilmeden önce mutlaka RAHMAN suresindeki 8 CENNET'i ayıklamayı evödevi edinmeliyiz. "Bundan başka iki cennet vardır. Bundan başka herkese iki cennet daha verilir vb. ifadelerinden 8 rakamına ulaşmayı etüd konusu yapmalıyız.

Üst Cennet ise İSMEN sadece VAKIA suresinde bulunmaktadır. (25.ayete kadar okuyunuz) Rahman suresinde değinilmekte, birçok yerde de şifreyle verilmektedir. (Örneğin Makamı İbrahim cenneti gibi)

Cennet konusu kritik bir konu. Allah bildirdiği için, orada olup bitenleri saydığı ve tasvir ettiği için İLİM ehli olarak, ister istemez oraya İLMEN uzanıp tasvir etmek zorunda bırakılıyoruz.

Orası bizim anayurdumuz idi. (Aden ve Firdevs) Oradan bu dünyaya sürgün edildik. Dolayısıyla ANAYURDUMUZ bizim fıtratımızda olan ve BİLDİK bir yerdir.

Orayı (Gitmeden, ölmeden) nasıl bileceğiz?
İLİMLE...
HURİ diyor Allah>>>YY diye BİZ İLİM EHLİNİN nitelemesi için...
Ağaçlar ters, nehirler başyukarı diyor>>>Antigravitasyonu ilmen ortaya koymamız için...
Güzel koku ve kötü kokunun farkını anlatıyor. Parfümlerin en kötü kokan organik çürüklerden yapıldığını söyleyebiliyoruz. vb. vb.

Bunun için CENNET ayrı bir chat konusu olmalı...

Gitmeden (Ben gideceğime inanmıyorum, umut ediyorum sadece) belki de hiç gitmeden orayı AYETLERE dayanarak yani PARAGEODEZİ yasalarıyla bulmamızı öneriyor Rabbimiz!
Cennet (Sanskritçe GEN/Cen/Jen/Can/Cenin/Cin vb. gibi GİZLİ demek) bu kadar gizli ama bir o kadar da AÇIK kart!

Yani bilim adamları için CENNET ve ehli hakkında inanılmaz M İ S A L denen kurgular, ulaşma yolları ve modellemeler sunulmuş. Cennet bir bilimdir. Bunu burada kısaca geçiştiremeyiz. Ayrı bir evrenin ayrı fizik kurallarıyla ve SÜNNETULLAH yasalarıyla betimlenmiş, bambaşka bir bilimdir.

Araplar CEHENNEMİ kelime olarak biliyorlardı. Ama Cennet kelimesini ilk kez KUR'AN'DAN duydular ve genelde BAĞ/BAHÇE adını verdiler. Oysa o kelime BAĞ/BAĞÇE'den çoook daha farklıdır. Türkler Cennet'e UÇMAK veya BALIK diyorlardı (Hanbalık, Beşbalık. BAL=Cennet içkisi, bildiğimiz bal... Hanbalık=Hurihanım cenneti, Beşbalık=BAŞCENNET anlamında kadim Türk başkentleridir.)

Ama URAL-ALTAY dilinde (Turanca) bu bildik bir kelimeydi JUN ve JUNGUĞ AJUN (Acun=Alem) kelimesi de JUN'dan gelmekteydi. Böylece Cennet'in sanskritçe orijinaline erişebiliyoruz: JAN, JAYA, GENAH vb. Araplar Kur'an inene kadar CENNET kelimesinden habersizlerdi.

Cennet, "Cehenneme konmayanlar için alternatif bölgenin adı.

Kur'an anlatıyor, yaşarken hiç gidemeyeceğimiz o Cennetleri... Neden öyle ayrıntı var.. Mesela Cennet'te ağaçlar köşklerin üzerinde ve her kata (Babil'in asma bahçeleri örneği) salkım/teras halinde İNİYOR. Bu söylemdeki ayetlerden ne anlam çıkarmalıyız?

Şu İstanbul'a tepeden baktınız mı? Belgrat ve Istıranca ormanları Edirnekapı'ya dayanırmış. Yeşillikten gözgözü görmezmiş. Haliç'in (Sadabad) suyu avuç ile içilirmiş.. Pier loti, orman içindeki bir istanbul'a aşık olmuş... Öyle tarif ediyor: ORMAN İÇİNDE BİR KENT VAR diyor. O kente ne oldu?

Müteahhit TOPRAKTAKİ ağacı kesmiş binayı dikmiş AMA
KESTİĞİNİ
EN
ÜST
KATA
KOYMUŞ

İstanbullu müteahhid'e bir Hanif çıkıp da bunları anlatsaydı O müteahhitler ve mal sahipleri bir araya gelir ve CENNETİ anlatan bu ayetlerden yararlanarak BİR DÜNYA CENNETİ yaratabilirlerdi...

Cennet onun güzelliğinin sadece bir GÖLGESİ'dir... ASLI değildir... (Gölge teşbih anlamında. El Latif olanın elbette gölgesi de olmaz.Gölge fotonların işlerindendir. Allah zaten fotonların da yaratıcısıdır.)

<> herkesin ilk defa firdevs ten geldiğini yazmıştınız

Hayır sadece Adem-Hava'nın Üstelik Aden planetinde yaratılıp, Firdevs'e geçtiler. (Lanetli ağaç Firdevs'tedir.)

Firdevs'te Huri yoktu, ikisi vardılar. Huriler aden'de kaldılar. (İngilizce ve ibranice Eden=Ademin yaratıldığı cennet)

<> Aden altta mı?

Bunları alt ve üst gibi düşünmemeliyiz.

Orada "İmkansız resim" olayı var. Escher'in tabloları gibi. Mesela bizde en boy ve yükseklik var. Niye üç? 7 renk, 7 nota var neden 7? Cennette bunların 7777777777777777777777 olduğunu yazmıştım.

Ayni mantıkla neden üç boyut????????????????????????????????/x,y,z, üzerine f, g, i , d , k , ...... boyutları da var. Böyle olunca da Cennette x=uzunluk, Y=metre kare ve Z=Metreküb üzerine f=(üssü dört) kartezyaniz mi var?

Cennet kelimesinin de 7 anlamı var.

Dünyadaki anlamları şöyle:
“Gizli kamp”. (Cen >>> Sanskritçe hem gizlenmek, hem gen demek.) Bizim bağ/bahçe diye çevirdiğimiz kelimenin aslı CENNET’tir, ama bu “ekili bahçe” demektir.

İkinci anlamı da CENAH (yön, cephe) demektir. Ekili bahçeyi Latince’ye Park, Parkur ve Cenah’ı da Latince’ye Camp, Campus diye çevirebiliriz.

(BloCAMPark’ı anımsayınız >>> Bizim CENAH’ın/Cennetin adıdır.)

Demek ki iki (mesela askeri) KAMP var, bunların ordugahı ve karargahı var. Ordugah hazerde (savaşta), karargah ise tersinde konuşlanmadır. O halde PARK ve CAMP bu iki kelimeyi karşılıyor.

Park kelimesi Türkçe’de ev-bark örneğindeki bark (bahçe). Germen dillerinde Borg, Burg, Borrough vb. Bunun dışına –mesela- şatodan çıktınız, surlardan dışarısı >>> Campus’tur.

Gelecekte bu iki kelime (elbette Kur’andan esinlenilerek) bloCAMPARK biçiminde yer almaktadır. Yine Parc kelimesinin bir başka türevi de “komşu çiftlikler topluluğu” anlamına gelen PACT. (Akt, ahit, misak, anlaşma, ahit vb.)

İşte iki bağ (Cennet, Cenah, düşman kamp, öteki parkur vb’nin adı), Kur’an’da CENNET diye geçer.

Cennet, basit Arapça’da “bağ, bahçe” demektir. Ama biz artık basit Arapça’dan çıkmak zorundayız. Bize 7 ve 49 anlamlar (misallerin açılımı) yüklenmiş. Yani BAĞ kelimesinin geçtiği her ayet topluluğunda, “Onlara iki bağ sahiplerinden M İ S A L ver” denmektedir.

Hans Von AIBERG

No comments:

Post a Comment