20100110

İDRİS / İDRİS

İdris ölümsüz ve hiç ölmeyecek:

Bir kere doğdu ve asla ölmedi-ölmeyecek.

<> Nasıl olacak, kıyamette bile ölmeyecek mi?

Kıyamette ruhlar kabzedilir. Zaten ruhlar ölümsüzdür ve Ruh demek asla ölmeyecek bilinç demektir. Ruhun ölümü olsaydı bir daha yaratılmazdık. Her şey dünyada olup-biterdi. Ahiret olmazdı. Ahirete taşıyan mekanizma RUH denen sıfırdan küçük eksi kütleden ibarettir.

<> Demek ki bedensel olarak ölecek yani herkes gibi yani her ruh gibi.
<> Peki din günü?

Din günü şu: YENİDEN BEDENLENME

Yani bedenin (Demir tozlarının) ruha (Mıknatıs akılarına) yeniden girmesi demektir. Evet, İdris bir kez doğdu ve bir daha ölmedi. Özel bir makamda ve bedeniyle sonsuza kadar birlikte...

<> Sebebi ne? Yani Hz. İdris’in bu özelliğe sahip olması

Dünyadaki ilk ALİM.

Ondan önce insanlar konuşma bilmezlerdi, mağaralarda yasarlardı, yazıyı hatta saymayı bilemezlerdi. Üstlerine pis hayvan postlarını sararlardı. Homurtularla konuşurlardı ve gramerden haberleri yoktu.

Bugünkü uygarlığımızın kurucusu Hz. İdris'tir.

Adı da Medrese-müderris-Ders-Terzi(Dress) ve mimar(Address) olarak tescil edilmiştir. Tevrata göre adı Enouch (Enuh, enok vb.) Kur'an bunu reddeder ve ona profesör (Müderris, ders veren, tedrisat veren anlamında) İDRİS demektedir.

<> Hermes’le bir ilgisi yok değil mi hocam?

Yakından uzaktan olarak bile Hermes ya da benzeri hermetik öğretilerle hiçbir ilgisi yoktur.

<> Hz. Adem konuşamıyor muydu?

Maalesef Adem ve Havva beyinlerinin tamamını kullandıkları için konuşma yerine biyolojik radyo ile konuşuyorlardı. Bu radyo şöyledir: Rüyalarınızda SESLİ olarak konuşup dinliyorsunuz değil mi?

İşte bu "Sessiz-ses" bizim sözünü ettiğimiz fonondur. ESP ise bireyseldir, evrensel değildir. Rüyanızdaki "Gürültü" anlamında organik radyodan söz ettim. Beynin tamamını kullanan kimseler için "Rüyadaki dil-kulak ilişkisi vardır.

Bu telepatiden de öte muhteşem bir şey ve Ahiretin konuşma biçimidir. Kelimelere ihtiyaç yoktur. Siz rüyanızda Türkçe konuştuğunuzu sanıyorsunuz ama aslında o "Düşüncenin dili"dir. Ademcedir...

Buradaki rüya bir benzetmedir. Yani "Uyanık" uyku=Teyakkuz halinde "Güdümlü" rüya görürsünüz ki buna en yakın anlatım bedensiz astronomi (OOBE) dir. Astral vizyon, gezici-duru görü falan da diyorlar. Clair-Voyance ya daastral perrpection falan gibi yığınla adi var...

İdris'e girmeden önce "Güdümlü düş" ve "Sevgiliyi de içine alabileceğimiz rüya mekanı"=Misal alem ile ilgili soru var mi?

<> soru :Uykuda Beynimizin mevcut kapasitesini artırmak bizim için mümkün mü?

Bedensiz astronomi "Uyanık DÜŞ" olarak ve konferans biçiminde özgür katılımlarla bir arada olabilir. Bunun tek koşulu beynimizin hiç değilse dokuzda-ikisini çalıştırmak" tan ibarettir.

Beyinin tam bir örneği AYSBERG'dir. Üstteki görünen bölümü "Bilinçüstü" yani uyumadığımız ve paranormal bir duruma girmediğimiz dönemlerimizi gütmektedir. Ama altta sualtı bölümündeki yetilerim ise tam anlamıyla bir "Bilinçaltı" evrenidir. Orada bireyler yoktur. Bireyler birbirine bağlanır. Tıpkı bileşik kablar gibi...

<> Bu işi öğrenirsek her gece sabaha kadar chat yapabiliriz :-)

Ya da adalar düşünün, her biri bir nefs (Tek başına) görünmekle birlikte aslında sualtından birbirlerine bağlıdırlar.

Rüya dediğimiz şey MİSAL ALEMİNİN TA KENDİSİDİR. Yeniden Halügramlara, hologramlara girmek istemiyorum ama, MİSAL alemi dediğimiz kolektif bilinçaltı SÜPER UZAYIMIZ bizim psikolojik ve psişik yeteneklerimizin arenası gibidir.

Beynimizin kapasitesini daha çok kullandıkça daha "Sualtı" kesimine dalmış ve öteki "Bilinçaltları" ile buluşmuş oluruz. Şu durumda bunu yapmak olağan değil.

Ama Adem ve Havva yapıyorlardı
(Onların CENNET yasalarıyla birlikte dünyaya sürgün edildiğini biliyoruz.)

Adem eşyayı isimlendirmiştir ve bu yeteneği daha sonra "İDRİS" de meydana çıkmıştır. İdris as. hayvansal sesler yerine anlamlı, şiirsel müzikli ve gramerli bir "İSİMLENDİRME" akıl etmiştir. Yazıyı da o bulmuştur.

İlk öğretmen ve başöğretmen İdris'dir.

Nasıl ki İbrahim "Dostlukta" tek ve essiz ise ya da Allah’ın Resulü olmayı "ATAMAYLA" değil "KENDI LIYAKATIYLA" almıştır. Hz. Hızır da "İLİM"in ilki olarak "hem resullüğü hem de söz konusu o YÜCE makamı ve de ölümsüzlüğü kendi "KOPARARAK" almıştır.

Telepati unutmayınız alıcı-verici arasında olur. Benim sözünü ettiğim biyolojik radyo insanlığın mekanı Yani M I S A L alemi (Rüya ve hologram alemi) dilidir.

Misal=Hülyet=Hologram alemi demektir.

Bunu kişisel telepati ya da kişisel düşlerimizle karıştırmayınız. Yevmiddin'de bizim MİSAL alemi dilimiz olacaktır. Bu dilin kelimelere ihtiyacı yok. Herkes hangi dili konuşursa konuşsun.

Bileğinin hakkıyla ALİM, MUCİT vb. olmuştur.
İnsanlık uygarlığını ona borçluyuz.

<> evet bu dili fark etmiştim, Türkçe konuştuğumu sanıyordum ama kullandığım kelimeler hiç Türkçe’ye benzemiyordu..... Anlamsız geliyordu uyandığımda.

O dil ADEM'in isimlendirme yöntemiyle doğrudan tek bir dile ADEM'in diline dönecektir. Rüyadaki konuşmalarımız, unutmayınız ki Türkçe ya da rüyayı görenin diliyle olmamaktadır. VAHY diliyle olmaktadır. Vahy Arapça ya da İbranice inmez. Ademce iner, isimce ve vahyce iner. Bize "TERCÜME OLUR"

<> cennete de ayni dil mi konuşulacak?

Evet Cennet'te ve cehennemde farklı diller var. Cennetteki dil Adem-Havva ve üçüncü cins Huri insanlarımızın ta en başında konuştuğu dildir. Hani Adem eşyayı isimlendirmişti ya? O dil orada devam edecektir. Bıraktığımız yerden insanoğlu o dili alıp konuşacaktır. İnsanın fıtratında o dil var. Bir kere Allah’ın ilk emri "O K U " değil mi? NEYİ OKUYORUZ sorusundan önce NASIL OKUYORUZ sorusunu sormanız gerekiyor. O dil bizde DOĞAL olarak var ve hazır bekliyor.

<> ya da hangi dilde okuyoruz?

O dil beynimizin (Aslında zihinsel boyutumuzun) kullanılmayan bölgelerinde, birgün uyandırılmak ve kullanılmak üzere hazır bekliyor. Öyle olmasaydı asla rüyada konuşamazdık ya da duyamazdık. O dili bize TALİM ettiren ya da prova ya da antrenman ettirten işte bu rüyalardır.

<> beynimizi nasıl uyandırabiliriz?

Beynimizi nasıl uyandırabileceğimizi ben bilmiyorum ama KUR'an biliyor:

"Rabbi Zıdni İlmi"

Allah böyle emrediyor. (Ta-Ha:114)


Hans Von AIBERG

No comments:

Post a Comment