20100109

KURAN DAKİ NAMAZ / NAMAZI BOZAN UNSURLAR

AMİN evrensel bir kelimedir. Fakat fatihayı okuyup (NAMAZ İÇİNDE) amin derseniz namaz bozulur. (Bir Amin namaz bozuyorsa, siz Sübhaneke okuyanın namazının kaç kere bozulduğunu varın bir düşünün) Amin’i ve Sübhaneke'yi okuyorum ama namazdan ÇIKINCA.
 
Namazı şunlar bozar
(Ayetlerden derlenmiş ve süzülmüş bir özet)
Katı
Sıvı
Gaz
Olan bir artığın bevli yollardan
(Ön ve arka boşaltım sistemimiz) çıkması
 
Sadece kadınlara has olmak üzere bilinen akıntılar bile namazı değil abdesti bozar. Kadın dilerse hayız ve nifas halinde bile abdestini (namaz abdestini) alarak namazı bırakmadan kılabilir. Namazda bunlar abdesti bozan şeylerdi.
 
Namaz şartlarından şunları yapmamak da namazı bozar:
Vakit farzı: Girmemiş vakite niyet edenin namazı sakıt olur. Kur'an'dan olmayan bir şeyi bir tek HECE bile okumak namazı bozar. İkindi ve Yatsı'ya "FARZ" diye niyet etmek tüm ömürboyu namazları toptan bozan bir afettir. (MAUN suresine bakınız) Allah'ın farz etmediğini FARZ ettirtmek namazı bozar. Daha bunlar çok uzun ama “Amin” de içinde.
 
Eğer bir paralı imamın arkasında namaz kılıyorsan ve seni ezan okunur okunmaz "Gel hemen arkamda dikil" diyorsa, sana ikişer rekat daha fazla farz icat edip, iki vakit de kafadan koyuyorsa bu şu demektir: Senin namazının hayrına ENGEL olunuyor. 107/7. Ve hayra da mani olurlar. Namazın MAUN olup iade edilir. "Uydum imama" yüzünden SEVABINIZ heba olmuştur... Keşke aranızda cemaat olsaydınız da maaşlı olmayan bir imam ardında bu namazı kılsaydınız.
 
Allah günün iki tarafı diyor, sabahtan öğlene ve öğlenden akşama iki dilim (bunu en kısa gölge=öğle ayırıyor) ama koşun hemen ezan okununca gidin denmiyor ki. Yani Gündüzün içinde kılınan Akşam'a bir de YATSI denen uydurma namazı koydunuz, o da yetmemiş gibi bir de geceyarısından sonra kalkıp kılınacak olan VİTİR'i eklediniz. "Bu nasıl bir din?" diye sorarlar adama ve bu namazlar geri gelir yüzümüze çarpılır...
 
Şu aşağıdaki cümleyi duymamış, okumamış olayım:
”İşte buyrun Artık namaz kılamıyorum çünki aklımda tam olarak soru işaretleri çozülemedi. Öylece kaldım!”

Sistemimiz KARARSIZ kalamaz. Reset edelim! Düzelir! Reset de şu: Gel seninle PAZARLIK YAPALIM: Sistem yeniden açılana kadar (ki çok geçmeyecektir, az sabır) günde ÜÇ VAKİT ve ikişer rekat TOPLAM 6 REKAT namaz kıl ve sakın ve sakın bunu bırakma... Kazası yoktur giden gitmiştir, uçmuştur, sanal alemde kaybolan mesajlarımız gibi...
 
Namaz bizim Ruhani yaratılışımızda bize verilmiş bir "KREDİ KARTI"dır. Doğunca o krediyi "Vakitleriyle/vadeleriyle" EKIYMETÜS SELAT" yani bildiğimiz namazı kılarak ödemekteyiz. Oysa ORUÇ "Kredi" değildir ve şuradan anlıyoruz ki "KAZA" edilebiliyor hatta yoksul doyurarak da ödenebiliyor. Hac-Zekat bunlar da mali bölümde yer alıyor ve seni-beni bağlamıyor henüz...

Geriye iki şey kalıyor:

1. Digital sistem olan La ilahe illallah demek;
2. Ekıymetüssalat=Namazı vaktinde ve Kur'an'ın tarif ettiği biçimde DOSDOĞRU (Dikkat doğru demiyor ayet) DOSDOĞRU kılmamız gerekiyor.
“Lütfen Allah Rızası için şu soruları cevaplayın” demişsin...

Lütfen=EL LATİF Allah'ın adıdır. Rızaullah=Allah'ın rızasıdır ve sana öyle bir kapı açılıyor ki, eğer o dosdoğruyu yakalarsan bir de ALLAH'TAN SENİN RAZI OLABİLECEĞİNİN sırrını da yakalamış olacaksın (Allah Adildir: El-Adl) Adil olmasaydı böyle bir ayeti Kur'an’a koymazdı ve bize Abid (Muhatap) diye bakmaz KÖLELERİM derdi...
 
Allah bizi kendine köle edinmiyor, "Kul" ediniyor, bize DEĞER veriyor. Bizi adeta evlat ediniyor! Ve Rabb’imdeki şu nezakete bak: "Ey iman edenler bir daha iman ederseniz... Allah sizden ve siz Allah'tan RAZI olacaksınız" Aman Yarabbi! Tüylerim diken diken oldu yine... Aşırı romantik olduğumu saklamıyorum yazıyorum, bu da benim dürüstülüğüm. "Soruları cevaplandırın"...
 
Yine Allah'ımızın iki ismini yazmışsın:
Allah "Seriul Hısab"dır yani sorucudur ve SERİAL bir hızla yapar bunu. Allah "Alim/Bilen ve Kâfi=Her soruya yeten"dir. Cevab verendir. Allah bu işi kendi kelamı olan, kendi konuşma balonu GİBİ olan şu Kur'an'a VEKALETEN VERMİŞTİR.

Kur'an ise içinde MİSAL denen bir sır kafesi saklamaktadır ve onu MİSALLERİ sadece ve sadece hatta yalnızca ve yeğane-biricik olarak ALİMLER çözebilir. (Ben alim değilim, sadece alimlik kurumunu övüyorum, çünkü bu kuruma aşığım)
 

Hans Von AIBERG

No comments:

Post a Comment