20100109

BEYİN / AKIL/ZEKA/MANTIK

<> hocam akıllı insanın en büyük özelliği nedir?

Akıllı insanın en büyük özelliği şudur: Allah'ı bilme borcu olan BİLİMİ yine Allah'ın misalleri kitabına dayanarak alıp-üretip-verendir.
 
Akıllı insan bilmediğinin peşine düşmez. Bilmediğini deşifre ettikten SONRA yani bilmediğini BİLDİKTEN sonra kendini ortaya kor. (Benim 40 yaşıma kadar bekleme nedenim)
 
Akıllı insan, tüm "Ya Eyyühelleziyne amenü...." ile başlayan ve "Salih ameller diye sayılan ve Takva elbisesi giyen insan olmakla başlar." Rabbi zıdni ilmi diyerek Akıllı insan olmaya niyetlenir.
 
Akıllı insan merhamet (Allah'tan alınan rahmet) ile donanır (Takva elbisesi) ve buna bir de BİLİM denen "Allah'ı bulma/bilme borcunu ekler."
Akıllı insanın yanılması son derece zordur. Akıllı insan cok bildiğinden AZ yanılır. (Atasözünün tersi) Önemli olan da az yanılmak değil midir?
 
Akıllı insan aklını KUL gibi değil; Allah'ımızın, yaratanımızın AKLINDAN NE GEÇİYOR diye sorgulayan insandır. Allah'ın AKLINDAN ne geçiyor????? İşte bu HANS'ın bakış açısıdır! Çünkü Aklı yaratan kuşkusuz en AKILLI olan ALLAH'ımız'dır. O en ALİM'dir, bizler de o PAYDA'nın minik paydalarıyız.
 
Akıllı insan, öncelikle ve özellikle, H A N İ F olandır.
Çünkü aklımız diyor ki:
"Allah'ın huzurundaki en güzel ve tek din olan HANİFLİĞİ" seçiniz!
Bunu seçen akıllıdır. Diğerleri de kanallara taş tıkayan ukalalardır. Akıllı sanırlar kendilerini. Herkes gidip kendi aklını alırmış ya! Yani akıl pazarlansaymış, herkes yine kendi aklını alırmış. Aklın en büyük afeti kendini beğenmesi (Kibir) ve aklın en güzel nimeti Melami/mütevazı olmaktır. O zaman akıl kendini begenmez. O zaman akıl Daha akıllı nasıl olabilirim? diye sorar durur (Araştırır)
 
Aklın kaynağı ÇİFTTİR:
1. Mütefekkir olarak BEYİN
2. Sanatçı olarak KALB (Gönül)
Aklın kaynağı İKİDİR, bu ikisi birden akıldır. Yoğun düşündüğünüzde, BEYNİNİZE yük bindiğini hissedersiniz. Ama bir YANIT bulduğunuzda, hemen beyninizdeki yoğunluk, taaaaa kalbe taşınır ve orada HEYECAN olur.
 
Aklın bileşenleri de üçtür:
1. Akıl
2.Zeka
3.Mantık.
Bu üçü de ayrı ayrı şeylerdir. Mantık MELEKLERİN akıl yordamlama biçimidir. ZEKA şeytanın Şu insanları nasıl daha çok günahkar yapar, öcümü alırım felsefesi gibi KÖTÜ'ye de çalışır. Ama AKIL, kalubela'da verilmiş olan AKLI KÜLL'ün ürünü Aklı Cüz'dür... O İlahidir. Orada şeytan parmağı yok! Mantık da olmadığı için MELEK parmağı da yok. Pekiyi ne var? Orada SALT AKIL VAR! O nedir?
 
Eğer Allah'ımız MELEK (Mantık) ve Şeytan (Zeka) ikilisini yaratmasaydı, SALT ve sadece aklımızla bizler YİNE ALLAH'ı bulurduk.
Aklın mantık ve zekaya ihtiyacı yoktur. Çünkü dilerse Rabbimiz en baştan melek ve şeytan zıt önermelerini yaratmazdı. Ama akıl akıl olarak kalırdı. Akıl evrenin SEVGİ kadar dokusudur. (aklı olan sever, sevgide ahmaklık yoktur)
 
Allah aklı VAHYETTİ ama şöyle:
1. Cansızlara (örneğin kuantla DOĞA YASALARI diye
2. Canlıların tümüne İÇGÜDÜ diye...
3. İnsan'a da bunu bir üst planda AKIL diye verdi.
Akıl en büyük nimettir! DELİ veya akıl hastası olan CENNET'e bile giremiyor! Çünkü AKLEN Allah'ı bulmak zorundayız. Naklen vb. değil. Akıl ile ilgili bu kadar söyleşi yeter mi? (Sabaha kadar bilmez yoksa) bitmez...

<> hocam cinlerde Akıl var mı ?
Evet cinlerde akıl var. Çünkü cinler biz insanların (maddenin) HIZLANDIRILMIŞ biçimidir. Yani evren o hızda titreşseydi cin-insan farketmeyecekti akıllı olacaktık.
Ama bir daha anlatmamda yarar var:Akıl eşrefi mahmlukat olan insanın; Zeka denen akıl türü Cin-şeytanın ve Mantık denen Akıl formu da Meleklerin formatlarıdır. Bizlerde Üçü de var. Meleklerde Zeka yok, mantık var. Cinlerde mantık ve akıl yerine ZEKA var.

<> AKLI KÜL'den gelen akıl oluşumu cinlarda hocam?
Cinlerin masumiyeti yoktur. İyi cin vardır mesela zekasını bu yönde kullanır.
Ya da kötü cin vardır: Kasa hırsızıdır! Cinlerle ilgili bir sır var! Ayet diyor ki "İçimizdeki Ahmak...." (Cin suresi) işte bu ahmak kelimesinde AKIL'ın değil ZEKANIN olduğunu görürsün! İsterseniz o ayeti bulup yazabilirsiniz.
 
<> Doğrusu, bizim beyinsiz, Allah hakkında saçma lakırdı ediyormuş. (Cinn, 4)
Evet Cinn-4 bu kelimeye dikkat BEYİNSİZ

<> Ve ennehu kane yekulu sefiyhuna 'alellahi şetatatan.
Sefih>>>ZEKASIYLA katekulliyle kandıran demek!
Soyguncu bankerler gibi, kasa hırsızları gibi...
Önce uyanamazsın, sonra anlarsın...
<> 1. De ki: "Cinlerden bir topluluğun dinleyip şunu söyledikleri bana vahyolundu: 'Gerçekten biz, hayranlık verici bir Kur'an dinledik."
<> 2. "Doğruya ve hayra kılavuzluyor. Biz de inandık ona. Artık Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız."
<> 3. "Rabbimizin adı/kudreti/işi/gayreti çok yücedir. O, ne bir dişi dost edinmiştir ne de bir çocuk."
<> 4. "Doğrusu, bizim beyinsiz, Allah hakkında saçma lakırdı ediyormuş."
<> 5. "Biz sanmıştık ki, ne insanlar ne de cinler Allah hakkında asla yalan söylemezler."
Şimdi ayetlerin derinine bir girelim:
'Gerçekten biz, hayranlık verici bir Kur'an dinledik."
Çünkü Kur'an SADECE AKIL SAHİPLERİNE gelmiştir.
Sadece AKIL EDENLERE gelmiştir.
Sadece AKIL sahiplerine hitap eder...
Akıl ise yalan söylemez (Bilimin doğruları ebedi kalıcı ve dosdoğrudur)
4. "Doğrusu, bizim beyinsiz, Allah hakkında saçma lakırdı ediyormuş."
Ama BEYİNSİZ (Şeytan) akıllı değildi; zekiydi.
Akıllı olsaydı Cennet haznedarı melek olarak orada EBEDİ kalırdı.
Akıllı olsaydı , Allah kendisine secde et ve de tevbe et diye teklif ettiğinde "Ben tevbe ve secde etmem, illa ki intikam isterim" diyerek en büyük akılsızlığını yaptı!
Şeytan AKILSIZ olduğu için ŞEYTAN oldu!
Kim diyebilir ki şeytanın aklı var diye?
Akılsız SEFİH yaratığın biridir şeytan! Zekasına güvenir, aklına değil!
"Şu insanları nasıl baştan çıkarırım da cehenneme sokarım" diye...
Ben tersini düşünen AKILLI biriyim:
Akıllıyım, çünkü insanları değil Cennet'e onun üstündeki Naim (Sabıkun) cennet'e adresliyorum.
Demek ki bende zeka yok!
Bende olan AKIL'dan ibaret!
Eğer zekam olsaydı, bugün çok zengin bir tüccar olur ve ekonomi imparatorluğunun bir üyesi olarak hep sömürmeyi düşünürdüm.
Zeka ile dünya nimetlerini alırdım kuşkusuz!
Fakat AKLIM ile BİLİM'i aldım.
Zeka ile bilim alınmaz!
Akıl ile bilim alınır.
Zeka ile bilim alınsaydı, Cin-Şeytan'ın bir ilim dehaları ve ileri teknolojileri olurdu. Onların ve maymunların bu AKILLIĞI yok! Akıl sadece bizde! Biz çok akıllı, bundan daha az mantıklı ve bundan da daha az zeki olmalıyız.
 
Yani akıl en büyük nimettir. (Zeka ve mantık Kur'an'da teklif edilmez: Örneğin bu kuranı ZEKİ olanlar anlar demez. Ya da " Bu Kur'an'ı MANTIKLI olanlar"  anlar denmez. "Bu kur'an'ı AKILLI olanlar anlar" diye kesin hükme bağlanmıştır.
 
Mesela Allah'ın tüm insanlara verdiği kur'an+misallerini
"Abidler" anlar demez,
"Zahidler anlar" demez!
"Zakirler anlar" demez!
"Mü'min/müslimler anlar" demez!
"Veliler, şeyhler, Arifler" anlar demez!
Ya ne der?
1. Alimlerden başkası anlamaz!
2. Kulları içinde yalnızca Alimler Allah'tann korkar.
3. Sadece Korkanlar Akıllıdır!
Anlayana kısa kısa yazdım!
(Sonuç Alimler akıllıdır)
 
<> 4. "Doğrusu, bizim beyinsiz, Allah hakkında saçma lakırdı ediyormuş."
<> 5. "Biz sanmıştık ki, ne insanlar ne de cinler Allah hakkında asla yalan söylemezler."
Çünkü şeytan AKILLI değil ZEKİYDİ.
Ve Meleklerin ZEKA öğretmeni Cennet haznedarı (Azazil) Şeytan MELEK sanıldığı için yalan söyleyebileceğini ne melekler ne cinler düşünemediler ve şeytan satanizmini böyle sürdürdü.
İşte ayetlerin sırrı bu!
<> Zeki olan bir cinin Allahı bulması beklenebilir mi?

Zeki olan cin/şeytan, zaten ALLAH'ı bulmuştu ve Cennet'e alınmıştı.
Cinlerin Cenneti insanınkinden çok farklıdır. O cennetleri AKLEDEREK değil, zekayla >>>KURNAZLIKLA elde edilmiş de olabilirdi.
 
Akılda masumiyet vardır. Cennet'te de hile-desise yoktur.
Ama zekada masumiyet yoktur, kurnazoğlu kurnazdır.

<> Andolsun ki,o sizden nice nice nesilleri baştan çıkardı hala akıllanmadınız mı 16-100
İblis kovuldu ama, bir yolunu bulup "YASAK MEYVE'yi masum, saf ademe yerdirmek için, birilerini kandırdı. Yani kurnazlık yaptı. Adem zeki/kurnaz değildi.
Öyle olsaydı, o gidip Şeytan'ı kandırırdı.
Şeytanın Cennet'e alınmasının nedeni var:
Allah biliyordu ki, o mel'un artık ebediyen asla Cennet'e giremeyecekti.
Bunun için en başta FIRSAT vermişti.
İnsana da orada fırsat verdi.
İkisi de bu fırsatları kullanamadılar.
 
İblis "Ben artık cenneti istemiyorum" dedi.
Allah ise tersine "Tevbe/secde et, yeniden cennette kal" diye öneriyordu.
İblis : "Hayır, ben ebedi cehennemi istiyorum. Bir şartla ki, insanların pekçoğunu da ZEKAM ile oraya sürüklemem için bir fırsat ver. Cennet senin olsun ama benim ayartmam için fırsat ver" dedi rabbimize...
Bakınız bunların AKIL ile bir ilgisi yok.
ZEKA/KURNAZLIK/Pazarlık kokuyor ortalık!
<> Ama Kuranı akıl sahipleri anlar diyor?
Evet Akıl sahipleri
 (Zeka ve Mantık sahipleri değil)
<> Şeytan değil cin tayfasının iman etmesi mümkün değil mi
Cin tayfasının imanı mümkün ve bu onların da bir sınavı... Ama cinler de BİLİM yoktur. Yani İKİNCİ SINIF/ikinci mevkii yaratıklardır cinler... Örneğin bir cin ışık hızıyla gittiğinden "Uçağa binme, uçak imalatı, uçak hizmetleri, uçak yan endüstrileri" gibi sektörleri yoktur. Bunun anlamı şudur: Cinler de bilim, teknoloji ve dolayısıyla insana özgü uygarlık yoktur. Bu kıt akılla Allah'ı bulmaları bile mucize bence...
 
Ne insana-kaldı ki-ne de cinne inanmayın. Yani onlara aldanmamak gerekir.
"Kelimei tevhid çekti" diye o cinni aklamayınız. Ya da Hikmetyar ve usame 1000 laden'i...Bunların kıldığı namaz, oruç , hacc vb. sizi kandırmasın! Hizbullah bu kandırma yüzünden KATİL taraftarlar bulmadı mı? Yani insana ne kadar güvenirsiniz ki, CİNNİN müslümanına ne kadar güvenelim?
 
<> Enam-128- (Allah), onların hepsini topladığı gün, cinlere: "Ey cin topluluğu! İnsanların bir çoğunu hükmünüz altına aldınız" der. İnsanlardan cinlerin dostu olanlar da şöyle derler: "Rabbimiz! Biz birbirimizden faydalandık. Nihayet bize tayin ettiğin vademize ulaştık". Allah da:"Sizin durağınız cehennemdir. Orada, Allah'ın dilemesi müstesna, ebedi olarak kalacaksınız" der. Şüphesiz Rabbin hikmet sahibidir, her şeyi bilendir.

Her insan ! Buna ben de dahilim! Şu anda sizlere Kur'an arkadaşımızın sırlarını veriyorum. Ama günün birinde ya bilmem ne hastalığı yüzünden delirirsem? O zaman her söylediğime de inanacak ısınız?
 
Her insanın bir fiyatı vardır. Mesela Tayyib'in fiyatı sadece 2 milyon dollardır.
Bununla kapalı ardında ve Bilderberg'lerin içinde DİN değiştirebilir! Tayyib'e BUNDAN SONRA ne kadar güveneceğiz ki?
 
İnsanın içini-dışını-önünü-ardını-sadrındakini sadece ve sadece AMENNA Allah bilir!
Ceza günü bunun için var.
Bunun için SERİUL HISAB'dır Rabbimizin bir adı...
 
Şu da var ki, Cinler "Tipten tipe" girebiliyorlar. Bunun için insanın kendilerine teslim olması, yani beyin kanallarını açması gerekiyor. Böylece mıknatısın akıları gibi HALU alınıyor. O görünmez akılara (Demir tozları niyetine) Ekto=Dış*Plazma yerleşiyor ve halusinasyon oluyor Holografik (Foto+graf gibi holo+graf demek istiyorum.) Yani bir tür sanrı, bir tür paranoidler, illüzyonlar vb. somutlaşıyor.
 
<> cinler yavaslarsa standart bir goruntuleri yok mu?
 
Cinler yavaşlamazlar. (Işık da yavaşlamaz ya) Cinler, biz toprak (Proton) çevresinde ELEKTRON BULUTU olarak yer alırlar. Yani yavaşlamadan UYDUMUZ olurlar. Ama öncelikle, onlara (Hipnozdaki gibi) teslim olmak gerekiyor. Yani bu insanın rızasından kaynaklanmalıdır.
 
<> ama uykuya yeni dalinca izin vermeden de giriyorlar sanki? Girdikleri zaman ruyalar sikinti oluyor

Evet çok iyi bir konuya değindiniz. Uyku, hastalık (Sayıklama derecesinde) yüksek ateş, tok karnına ve kalbimizi yoracak biçimde yatarak tansiyon değişmeleri vb. etkilerle Onlarla aramızda bir kesişme (Polarizlenme) oluyor.
 
Çünkü biz uyanıkken, elektrik ve magnetik alanlarımız birbiriyle çakışıktır.
Ama uyku moduna girince, beden (Elektrik alan) yatakta yatay iken
antibeden (Ruh mesela, bilinç ya da zihinsel boyutumuz, hani şu sıfırdan 70 kg. küçük soyut bedenimiz.) YUKARI düşüyor. Yani bir kitabın sayfasının 90 açı derecesi dik durması gibi, Magnetik alan yukarı ayrışıyor.
 
Cinler ise, bizim yatay (Ceset) ile dikey (bilinç) arasında 45 açı derecesi bir polarizlenme bölgesinde yer alıyorlar. Hem meleklerle hem bizimle SINIRDALAR, onun için gökleri dinleyebiliyorlardı.
 
<> yani bizmi onlarin bolgesine giriyoruz yanlislikla, uykuya dalarken.
 
İşte bu durumda KARABASAN olayı oluyor. Uykuya dalarken ya da rüya içinde-gerçek olan Katalepsi hali (Donup, kıpırdayamama, gölge oturması, karabasan falan diyorlar, kıpırdattırmaz sizi ve bildiğiniz bütün duaları okursunuz adeta... Lohusa humması (Göğüslerinden mikrop kapan kadınları kastediyorum.) Onlara da albasan/albastı geliyor ve onlar bunu görüyorlar. Ancak vücut ısımızın 40 üstünde olması koşulu var. Böyle ilginç ilginç cinni hastalıklar var işte...
 
Karabasan Allah'ın El KABİD (Kabzadaki Dad hargfi) yani sıkan daraltan isminin talimidir. Bunun tersi olan El FEttah'ı okuduğunuzda hemen bırakıyor. Fettah=Açan, genişleten demek. Ya Fettah derseniz, anında bırakıyor. Hatta sadece Fettah derseniz de...
 
<> Allah dan başka korkulacak yoktur
Evet Bingo!
Cinlerden bir devriye vardı.
Şıhablardan kaçarken
Fatiha'ya yakalandılar.
Doğrusal olarak "İlham ettik...." biçiminde anladıkları fatihayı, Resulullah yöresinde "Alemlerin Rabbine Hamdolsun" biçiminde anlayıp çok şaşırdılar.
 
Yani öyle bir evrensel dil oluşmuştu ki, Kur'an'da, Cinlere ve insanlara aynı anda hitap ediyordu. İnanılmaz bir mucizeydi bu. Şaşkınlıktan hayretten koştular ve reislerine (Klan başkanlarına) Şöyle dediler, "Doğrusu biz çok hayret verici bir Kur'an(=Okunan demektir.) dinledik. Ve daha bir sürü şeyler konuştular.
 
Bu arada elbette bütün cinler kurultayı bu işi çok merak ettiler. Hepsi Resulullah'ın olduğu EMİN BELDEYE (Güvenilir bölgeye, Hira'ya koştular)
Bu sefer ikinci kez şok oldular. Niçin dersiniz???? ????? ????

<> 1- Deki: Hakikat bir takım cinnin Kur'ân dinleyip de şöyle dedikleri bana vahyedildi. Şüphesiz biz, hayret verici bir Kur'ân dinledik.
 
Cinler neye hayret etmişler gördünüz mü? Hem insanlara hem cinlere iki ayrı dile aynı anda hitap eden bir kitap. Dolayısıyla onların da kitabı. Kur'an onların da kitabıdır. Doğal bir mucizedir ki, daha önce Tevrat ve İncil böyle değildi.
 
İkinci olarak şok oldukları ise şuydu:
Bir gün evvel aralarında konuştukları ve hiç bir insanın duyması mümkün olmayan sözleri, Resulullah BİR BİR SAYIYORDU. Yani dün aranızda konuştuğunuz bazı şeyleri, gizli şeyleri, benim burada saymam gibi...
Buna şaşırmaz mıydınız? ????? ?????
 
Fatiha'yı anlatırken, bu sefer de CİN SURESİ gelmişti. Cinler o zaman tam abondone oldular. Çünkü cinlerin milyarlarca yıllık tarihlerinde İLK KEZ GÖKLERDEKİ MEVKİLER YASAKLANMIŞTI. Yani bu DTM bir yana bütün NewYork'un havaya uçması gibi önemli bir olaydır. Cinler tarihinin en büyük olayı, Atlantis batması, Nuh tufanı gibi... Bu olay o kadar önemliydi ki... Devamını izleyelim:
 
<> 2- O Kur'ân hidayete erdiriyor, biz de ona iman ettik. Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız.
 
Çünkü Hiç bir zaman Cinleri hiç bir insanın komşuyu dinlemesi gibi dinlemesi mümkün değildir. (Hız farkından dolayı, sesler çok hızlı dönen bir bant, plak gibi incelir ve yuki sesi olur. Bunu hiç bir insan anlayamaz, çünkü ses ötesi bir hızdır bu...)
 
Cinler şuna çok şaşırdılar: "Biri, O biri ALLAH evet Allah, o bildirmeseydi dün ne konuştuklarını, bugün de Resulullah, "Bana şu vahyoldu...." diye belirtmezdi. Bunu bildirecek tek GÜÇ herşeye her an şahid olan El Şehid Allah'tan başkası (Melek dahil) olamazdı. Bir tek güç=Allah sadece bu ses ötesini dekoder edebilirdi. Buna şaşırmışlardı.
 
<> 3- Doğrusu, Rabbimizin şanı çok yüksektir. Ne bir arkadaş edinmiştir, ne de bir çocuk.

Nefilim denen dev adam ifritlerin tanrı çocuğu sayılması gibi bir hatayı anlamışlardı. Üzeyir, İsa vb.yi Allah'ın oğlu saydığımız gibi, haşa, onlar da ifritleri öyle sanıyorlardı. Ama gözleri açılmıştı artık. Gökleri dinleyemiyorlardı.
 
<> 4- Meğer bizim beyinsiz (İblis), Allah hakkında saçma şeyler söylüyormuş.
 
Cennet'te Allah'ın oğlu, Cennet haznedarı olan AZAZİL (Kutsal kitaplarda Azazeel" Allah'ın oğlu olduğunu söylemişti cinlere. Kur'an sayesinde Cinler Şeytan olan ırkdaşlarının tam bir yalancı olduğunu ve beyinsiz olduğunu anladılar. Evet İblis=Türkçesi Albız, Ablus. Kıpçak dillerinde Yılbız.
 
<> 5- Doğrusu biz insanları ve cinleri Allah'a karşı asla yalan söylemez sanmışız.
 
Şeytan, insanları eline geçirince yalan söyletiyordu. Dolayısıyla şeytan'ın yalanlarını doğru sandıkları için insanların da doğruyu söylediklerini sanıyorlardı.

<> 6- Doğrusu insanlardan bazı erkekler, cinlerden bazı erkeklere sığınırlardı da onların şımarıklıklarını artırırlardı.
 
Dr.un dediği gibi "Hipnoz, siz teslim olunca vukubulur." İşte böylece cincilerin, cindarların da foyası meydana çıkıyor. Oradaki kelime erkekler değil, onu düzelteyim, "Bazıları, bazılarımıza raptoluyorlardı, rabıta kuruyorlardı" anlamında
 
<> 7- Doğrusu onlar sizin zannettiğiniz gibi, zannetmişlerdi ki, Allah asla kimseyi Peygamber göndermeyecek.
 
Oysa Resulullah SON ELÇİ OLARAK GELMİŞTİ. İsa'nın sonuncu olmadığını anladılar. İsa göğe alınırken yani bir gün=bin yıl relativistik hızında zorunlu olarak , onlarla "TEMAS" kurup geçiyordu. Bu temas, hani siz yavaş bir arabayla giderken, arkanızdan gelen çok hızlı bir arabanın şoförünü görmezsiniz. Ta ki sizinle AYNI hizaya gelince birbirinizi BİR AN görürsünüz. İşte İsa göğe alınırken BİR AN görmüşlerdi cinler ve bunun SON diye ilan etmişlerdi. Resulullah üzerine gelince hatalarını iyice anladılar.
 
<> 8- (Cinler, dediler ki): "Biz göğe dokunduk, onu kuvvetli bekçiler ve alevlerle dolu bulduk."
 
Bunları açıklamıştım.
Melei Ala'ya gidiyorlar ama, oraları kozmik mermilerle dolu buluyorlar
 
<> 9- "Doğrusu biz göğün bazı mevkilerinde dinlemek için otururduk. Fakat şimdi her kim dinleyecek olursa kendini gözetleyen parlak bir alev buluyor."
 
Magnetosferi ve mıknatısın ortasının ne itip ne çektiğini oranın EMİN belde olduğunu anlatmıştım.
 
<> 10- "Doğrusu biz bilmiyoruz, yeryüzündekilere kötülük mü murat edildi, yoksa Rableri onlara bir hayır mı diledi?"
 
Ama artık bu onuncu ayetle, "MELEKLERDEN GELECEK HABERLERİNİ ALARAK BİLDİKLERİ ŞEYLER, O GÜNDEN İTİBAREN YASAKLANDI Yani "Biz ARTIK Bilemiyoruz, geleceği" demeye getiriyorlar. Evet artık yorum sırası sizde. Buyrun anlatılanları yorumlayalım.
 
 
Hans Von AIBERG

No comments:

Post a Comment