20100109

ADEM&HAVVA / AZAZİL=ŞEYTAN

Allah'ımızın rahmeti, merhameti tüm varlıklarınadır. Cinler (Eksi ve artı yüklü pozitif negatif enerji yapısı) içinden yükü sıfır bir ırk (yüksüz nötrinolar maddeyi=İnsanı elektromagnetik olarak etkileyemez, çarpamaz, cinler gibi dokunamaz) olan nötrinolardan söz ediyorum, dikkat araştırınız, nötronlar'dan değil NÖTRİNOLARDAN söz ediyorum.
 
Bunlar tamamen hayalet gibi davranan ama belli bir rüzgarı (bir nötron ile bir nötrino çarpışırsa, yerine proton ve elektron çifti çıkar. Bu tür tepkime çok zayıf bir olasılıktır, galaksi çapında bile bir kere ancak gerçekleşir.) Diğer etkileşmeyen ezici çoğunluğu ise zayıf etkili nötr akımlar, Nötrino rüzgarı= Kışkırtıcı vesvese dalgaları olarak bize etkilidir. Nötrinoların cansızını yüksüz elektron (0 yüklü) gibi düşünün, Yüklü elektronlar gibi size asla fiziksel bir etki verip dokunamazlar.
 
Bir de ŞEYTANIN ana maddesi, emisyon kaynağı olan CANLI nötrinolar var ki, onlardan söz ediyorum. Onun zayıf nötr akımları yeline Kur'an vesvese diyor.
 
Evrenin % 97’si,
Süpernovaların yarısı
Güneş ışığının görünmez %7 bölümü
nötrinolardan oluşur.
 
Bunlar kaynaklarından dünyanın aydınlık-gündüz yüzüne ulaşırlar. Yani GİRDİ'leri oluşur, saniyenin 25-de biri bir zamanda, dünyanın içinden çapını katederek, MADDE ile hiç etkilenmeden bir HAYALET gibi herşeyin, sizin ve benim içimden geçer ve dünyanın öteki yüzündeki gece yarıküresinden ÇIKTI olarak çıkarlar, uzayda yollarına devam ederler ve evrenin sonsuzluğuna açılarak devam ederler.
 
Nötrinolar bizim Magnetosferde (Melei Ala) diğer yüklü parçacıklar gibi rafine edilip tutulamadıklarından, atmosferimize direkt girerler. İşte o anda "bu cansız Nötrino akımı, şeytan tipi Cin sınıfında ruhsal bir radyo yayınına çevrilir." (Şeytanlar için gökler=Magnetosfer dışına çıkmak, Melei Ala'yı aşmak, Ay'a ve gezegenlere gitmek Şıhab denen kozmik ışınlar nedeniyle yasaklıdır.) Ayetler, "Şeytanlara gökten şıhab atmalar kıldık", altta bizleri korumak için de "Göğü taşlanan şeytandan koruduk." buyurmaktadır.
 
Biyolojik radyodan maksat şu: TV stüdyosundaki yayınlar fotonlara çevrilir ve antenlere ulaşır. Fotonlar, doğaları gereği çarptıklarında elektron kopardıkları için, bu evimizdeki TV alcısında yeniden elektron taramasına çevrilir ve böylece yayını monitorlarımızdan izleriz.
 
Çünkü elektronlar eksi yüklüdür. Ama nötr olan bir tür elekton var ki, buna nötrino diyoruz, foton koparamadıkları için bizi fiziksel etkileyemezler. Ne var ki, bizde de KİRLİAN biyoelektromagnetik alan bedeni=Aura olduğundan, bu kez monitor bizim biyolojik ya da organik radyomuza transfer olur.
 
Bizde bulunan ideoplazma bu akımları, tıpkı elektron koparır gibi, holoplazmaya çevirir. TV ve PS monitorunda gördüğünüz bu parlamalar Zn2S parlamasıdır. Tıpatıp bu parlamaya eşdeğer olan AURA'mız da Kirlian fotoğraf makinelerinde filme çekildiği gibi parmak ucunda ya da herhangi bir yerimizde parlamalara neden olur.
 
İşte bunun yansısı ve yankısı bizdeki doğal VEİm=Vehmetme mekanizmamıza VESVESE diye transfer olur. Bunu aldınız mı, artık paranoid kaçınılmaz olur, zannetmeye, iftiraya başlarsınız. Tedavisiz olan paranoyalarda ise rastgele sokaktan geçen biri için "Bu benim düşmanım, beni öldürecek, o beni öldürmeden ben onu öldüreyim" der. Hatta hiç tanımadığı o masumu öldürür de... Eğer öldüremediyse, öldürmeye azmetmekten dolayı tıpkı öldürmüş gibi "ÖLÜ KARDEŞİNİN ETİNİ YEMİŞ" olur. (Bakınız bu ve diğer ZANN=Paranoid ile ilgili ayetlere...)
 
Dünya'nın gündüz yüzünden giren (GİRDİLER) ve içini hızla geçerek dünyanın arkadaki karanlık, gece olan yüzünden ÇIKTI olarak çıkan nötrinoların GİRDİ ve ÇIKTI spin ok yönleri terstir. Spinleri başaşağı olduğundan GÜNDÜZ vesveselerden pek fazla etkilenmeyiz, ama dünyanın öteki gece yüzünden çıkarken çıktılar bize vehim, vesvese, kuruntu, korku vb. gibi olumsuz kışkırtıcı, tahrik edici etkiler ile ulaşmaktadır.
 
Bu teşvik edici dalgalar, (GECENİN ŞERRİ ile ilgili ayetler gereği) çok etkilidir. Genelde Allah'ımız uykuyu bu şer saatlerine programlamıştır. (Programlamadır çünkü, ayetlere göre Allah'ımız uykuda bizim canımızı almakta, dilerse SABAH serbest bırakıp yaşamamıza izin vermektedir.) Uyku KÜÇÜK ÖLÜM, rüyalar KÜÇÜK AHIRET görüntüleridir.
 
Sabah vakti bir mıknatısın tam ortasının çekip-itmeyen yüksüz bölge olması gibi, YÜKSÜZDÜR. GİRDİ VE ÇIKTI'lar buraya hiç bir etki yapamaz ve Melei Ala melekleri, bu magnetosfer mıknatısının devir tesliminde bu en güvenli bölgeye girmemizde bize büyük olanaklar sunarlar.
 
Bu etkisiz, girdisiz-çıktısız mutlak emin bölgedeki devir teslim işine MELEKLER ŞAHİTTİR. Bu yüzden en erken Sabah namazı Şahitli namazdır. Kesinlikle Şeytan yoktur ve sizin tek tanığınız Devir teslim (Gündüzü geceye devreden, yani nötrino girdi-çıktı) melekleridir.
 
Bu denge içinde vesvese ortamı kalkar ve yine nötr olan (Nefsleri, cinsiyetleri vb. olmayan) melekler ile şeytani parazitsiz, vesvesesiz İDEAL ortam oluşur, Melekuti konversiyonlar (Holo-İdeo magnetik plazmik saf akımlar) ilham olur.
 
Mahmurluğun (Sabai makam) ardından gelen zindelik, dinginlik, esenlik, çeviklik ile mutlulanırız. (Devir teslim meleklerinin şehadeti ve ilhamları için sabah namazını mutlaka başlangıçta kılmalıyız, yoksa öğlen dikmesine=Salatı Vusta=Gölgenin en kısa olduğu, direğin gölgesinin en küçük haliyle yere düştüğü, gün ışığının en dik geldiği saat anlamındadır. Eğer gölge doğudaysa halen sabah namazı kılma şansınız vardır. Sabah namazı günün iki tarafından ilkinin adıdır.)
 
Ayet "Salatı Vusta=Direğin gölgeyi ortalamasına çok dikkat ediniz" buyurmaktadır. Çünkü, gölge direğin batısına geçerse, birinci vakit çıkmış, ikincisi girmiştir ve Güneş batana kadar bu ikinci vakit ile, "Günün iki yanı" denen namazlar tamamlanmış olur. (TarafEYN en Nehar, diğer vakit ise bütün gece kılanın namazdır. Ayetleri araştırınız.)
 
Buraya kadar Şeytan'ın yüklü cinlerden bir yüksüz cin ırkı olduğunu, CANLI nötrinolardan yapıldığını, bu yüzden CANSIZ nötrinoları da "Vesvese" biçiminde organize edebildiğini biraz olsun anladık sanırım, Onun bu nötr yapısının TIPKISININ AYNISI meleklerde (Canlı olan Takyonlarda=Nur enerjisinden yapılmış beden) de var.
 
Bu yüzden cinler ayetlerde bildirildiği gibi "Magnetosferde, bir takım NÖTR bölgelere yerleşir ve üstteki MELEİ ALA'yı dinler, kulak hırsızlığı yapardık. Ama ne olduysa şimdi, ne zaman o nötr bölgelere gidip, Melei ala'yı dinlemeye kalksak, bizi yakmaya gelen bir ŞIHAB (Atomaltı mermilerin en şiddetlisi olan kozmik primerler) tarafından yakılıyoruz." diye cinlerin ağzından konuştuklarını aynen nakletmektedir.
 
O halde Şeytanlar ve Melekler birbirlerine limit değdiklerinden, İster istemez bir sınır ticareti oluşmaktadır. Bu da şeytanlar ile meleklerin TEK ortak noktasıdır. Melekler ve şeytan nötr ve cinsiyetsiz (Şeytan erkek ya da dişi değildir, ikisinin ortasıdır) olduklarından bir tür ortak payda oluştu.
 
Cinsiyetsiz ama nefsi olan nar (Enerji) anlamındaki AZAZİL adını buradan aldı. (İdris'in piyasadaki kitabındaki ve Tevrat'taki Azazeel bu anlamdadır, ama nedense bizim müfessirler cennet haznedarı adını vermişler. Oysa UZZA adlı yeryüzü süflisi putun gökyüzü müekkelidir. (Uzza, bak Kuran)
 
Azazil'in meleklere 40 yıl ders verdiği, meleklerin hocası olduğu uydurmadır.
 
Çünkü melekler akıllı ve mantıklı, şeytan ve şeytanlaşmış insanlar Zeki ve Kurnazdır. Bu yüzden Azazil akıl ve mantığa, kurnazlık ve şeytani zekayla akıl hocalığı yapamaz.
 
Ayetlere göre melekler "Yarabbi biz senin bildirdiğin ve öğrettiğinden başka hiç bir şey bilemeyiz" demektedirler. Allah ayrıca "Meleklerden kim (Şeytan gibi) ben de ilahım, ben de varım derse, onu cehennemle cezalandırırız." güvencesi vermiştir. (Lütfen bu ayetleri de araştırınız)
 
Meleklerin nefsi (bizim gibi kendine özgün özkimliği) yoktur:
 
Olsaydı "Meleklerden kim ben de varım, derse onu cehennemle cezalandırırız" ayetini anımsarsak, gerçekten bunu söyleyecek nefsi=otonomisi, serbest seçimi olmadığını görebiliyoruz. Ama Azazil böyle değildi, Cin-ifritlerden olduğu için melekler kadar cinsiyeti yoktu fakat, insanlar gibi NEFSİ vardı. Hatta nefsi olan yegane yaratıktı. Azazil, enerji düzeyindeki evrenden üstün Cennet'te tek başına Cennet'in tek kralıydı.
 
Rabbim Şeytan'a(Enerjiye) "gel SECDE et!"
(Adem=Madde ve madde enerjinin çok yoğuşmasıdır.) der.
O etmez. Allah üsteler de üsteler...
"Cehennem'den kurtarırım seni"
 
Şeytan "Hayır ben EBEDİ CEHENNEMDE KALMAK İSTİYORUM yeter ki, ŞU ADEM ve zürriyetinden BANA İNTİKAM fırsatı ver."
 
Melekler İblis'i kendilerinden sanmakta olduğundan Allah'a habire yalvarmakta ve kurtarmaya çalışmaktadırlar... Rabbim her duayı kabul edici olduğundan (EL MUCİB) Rabbim yine ŞEYTAN'A üsteler ve her seferkinde aynı yanıt: “Cennet senin olsun, bana izin ver, Ademoğullarını GİDECEĞİM CEHENNEME GÖTÜREYİM, CENNET DEĞİL İNTİKAM İSTİYORUM. AFFINI DEĞİL İNTİKAM İSTİYORUM."
 
Ve gerekli vize verilir...
 
ŞEYTAN bunu SOMUT olarak yüzyüze RABBİ ile yaptıysa, bizim SOYUT olarak görmediğimiz Rabbimiz'e karşı neler yapabileceğimizi siz düşünün...
 

Hans Von AIBERG

No comments:

Post a Comment