20100109

CENNET&CEHENNEM / ALLAH

Allah bizlere ŞAHDAMARIMIZDAN da yakın.
(Yakın bile uzak sayılır; yakından da yakın. Yakından da yakın uzak sayılır.
SONSUZ YAKIN.)

Allah bizleri;

1. İhata eder >>> HER YÖNDEN kuşatır.

2. Allah bizlerin İÇİNDEDİR (sadrımızı, önümüzü arkamızı, içimizi bilir).

3. Allah Arş'ı Âlâ'dadır. Z dikmesindedir, O'na 50 bin yıl eşdeğerli bir tek günde gidilir.

4. Allah bizleri İSTİLA etmiştir.

5. Allah bizleri İSTİVA etmiştir.

6.Allah bizleri İÇ-DIŞ olarak

7. Allah bizleri TERS_YÜZ olarak

KENDİ BENZERİNDE yaratmıştır. (Son iki maddeyi başka bir güne bırakalım, çünkü inanılmayacak kadar güzel ve uzun. Hatta dört maddeyi ERTELEYELİM.)

Şimdi fonksiyonlara bakalım:

a. Allah'ımız rızkımızı (herşeyimizi)
aa) Zaman içinde / nefes nefes / öğün öğün / hayır ve şer olarak VERMEKTEDİR. (Samed'in 1. fonksiyonu.) Buna zamana bağlı fonksiyon demekteyiz. (Perakende.)

Allah'a BİR TEK GÜNDE ruh yükselir AMA Allah'ı ORADA bulmak için. Yoksa ALLAH hep buradadır ve/veya oradadır. İHATA budur! HER ZAMAN HERYERDEDİR! HERZAMAN dedim > zamandan bağımsız. HERYER dedim > Zeminden de bağımsız. Bağımlılık bizdedir. Allah rızkına DÖRT BOYUTLU uzay zamandan bağımlılık... İşte ihata (kuşatma, abluka) eden O'dur.
 
Önümüzü-ardımızı/içimizi-dışımızı/sadrımızı-kalbimizi mutlak bilendir. Bunların HİÇBİRİNİ kiramen katibin melekler dahi bilemez. (Onlar tanrı mı?) Meleklerimiz İÇİMİZİ bilemezler, ancak YÜKSEK SESLE(fısıltı dahil) SÖYLEDİĞİMİZDE veya söylemeyip YAPTIĞIMIZDA öğrenirler.

Hiçbir şey söylemeden birini öldürebilirsiniz. Bunu içinizden geçirdiniz. Bilen ALLAH, melekler ise siz EYLEME geçince hesap defterine görüntüyü aldılar. Bu nedenle İNSAN meleklerden daha ALİM'dir.
 
Meleklerin İÇİNDEN hiçbir şey geçmez. DOĞALARINDA yoktur! Onlar jelatin gibi İÇİ/DIŞI birdir.
Meleklerin ÖNÜ-ARKASI da yoktur! Kimi zamanda ileri-kimi geri giderler vb.
Meleklerin KALBİ ve SADRI da yoktur. Kalb değil GÖNÜL MEKANI vardır.
Melekler GÖĞE çekilmezler onun için SADR'ları da yoktur.

Kavilleri ise vardır.
Örneğin: "Yeryüzünde yeni bir fesat mı yaratacaksın?" diyebilir. Ama kavlini dayatması için NEFS gerek, o da yoktur. Zaten meleklerden kim BEN (nefsim) DE VARIM derse Allah onu Cehennemin (BigBang sonsuz sıcaklığı) ile cezalandırır İDİ. Ama nefsi yok, dolayısıyla cezası da olmayacaktır. (İblis'in NEFSİ HEP VARDI.) Buraya kadar NET anladık mı?

Şimdi Allah'ımızın SAMED tek kutbundan bizlere nasıl bir fonksiyonla RIZK iniyor?

RUH'lar kalubela'da (halen hepimiz yine oradayız).
Orası >>> NEFHİ SUR'un berzah=TEKİLLİK (Atar ve toplar damarın TERSİNMEMESİ haline BERZAH deniyor); yani HORN HOLE denen bir boru biçimli yer olup, bunun dışında DEĞİL; içinde/cidarında yer alıyoruz. O borunun DIŞI RAHMAN (Allah baba Rahmeti taşır)! O borunun içi RAHİM (Allah Anne Rahmeti taşır)!

BİZ İÇİNDEYİZ! RAHİM İÇİNDEYİZ! Allah rahminden, Ana rahmine intikal ile transfer olmaktayız. DIŞI bir erkek organ gibi; içi bir dişi organ gibi.. Ama bunları BENZETMEK bile abes! Allah er-dişi değil; her ikisi gibi RAHMET sahibidir (RahmanürRahim)!

Evrende sadece İSRAFİL bu CORN HOLE'un en dar yerinde ve dışındadır.
 
Berzah o kadar dardır ki, İsrafil'in ağzına kadar sığmaktadır. O bir korna (corn, Horn, kornet, hornet çalgılardır) gibi bir sestir. O ses, tüm evreni bir CAM BARDAK gibi düşünürseniz, ONU kıracak güçte bir sestir. (Sopranoların bardak kırmasını, korna seslerinden BİRİNİN, asma köprünün ÖZTİTREŞİMİNİ yakalayarak, koca köprüyü yıkması gibi.) Evren tuzbuz olacaktır. İsrafil bile... O bile tuzbuz olacaktır. Unufak olacaktır!
 
Demek ki bizim HİÇ AYRILMADIĞIMIZ yerimiz / Kalu Bela, sadece >>> HORN HOLE / Nefhi Sur'dur. Bunu da anladık mı?
O yaratılış başlangıcında ORADAYDIK.
DÜNYAYA GELMEK İÇİN sıra beklerken ORADAYDIK.
Dünyaya gelince RUH'umuz olarak ŞİMDİ halen oradayız.
Ölünce yine oradayız.
Kıyamette orada olacağız ve kabzedileceğiz.
Yeniden yaratılışta YİNE orada olacağız!

Ta ki dirilince oradan alınıp >>> ASIL YERLERİMİZE >>> CENNET/CEHENNEME konacağız.
 
O güne kadar (şu an dahi) ORADAYIZ!
RUH'larımız BURADA değil; HEP orada! Buna dikkat ediniz!

Z boyutundaki Ruhlarımız HEP ORADADIR. İster doğmamış; ister ölmüş, ister yaşayan olalım, RUH oradadır. CESET burada! Bunu da anladık mı?

<> emir alemi?
<> gümüş kordonla bağlı?

Evet Emir alemi ve Gümüş Kordon ile ilgili.. Ceset asla oralara gitmedi ve gitmeyecek de.. Orası sadece KALİL bir yerdir. Rabbin EMRİNDEN'dir. Yani RUH denen BÜTÜN'e aittir. Ayet ne diyor? " Sana RUH'tan (Ruhlardan değil) SORARLAR!" Orada BİR BÜTÜNÜZ! Soul sister / soul bross 'uz.

<> 17/85. Sana ruh'tan sorarlar; de ki: "Ruh, Rabbimin emrindendir, size ilimden yalnızca az bir şey verilmiştir."

Yine "MELEKLER ve RUH O'na (Z boyutuna) 50 bin yıl olan BİR GÜNDE varırlar!"

Bu karadelik tekilliğinin tünel biçiminde açılmış şeklidir. Yani RUH'un menzili/gümüşkordonu bir TÜNEL gibi uzun. Karadelikten girip bir anda 50 bin yıl ötedeki bir akdelikten çıktığınızı düşünün. Tünelin UZUNLUĞU bu! Ama aynı zamanda karadelikler ve akdelikler BİTİŞİKTİR; yani SIFIR mesafede ve zamanda ÖTEYE çıkabiliyorsunuz.

Demek ki Gümüş Kordon hem bu kadar toleranslı bir uzunluk hem de parmağınızı göbek çukurunuza değdirdiğiniz kadar KISA (Adeta yok). Onun için gümüş kordon asla Gezici durugörü denen Z boyutu bedensiz astronomisi veya durugörüsü dışında ASLA görünmez!

Yine bir bayan kendine parmağıyla dokunduğunda, ALLAH'ın RAHİM adı dolayısıyla 50 bin yıllık bir mesafeye parmağını değdirmiş oluyor. Erkeğe gelince: Zaten kendi organı İÇ-DIŞ olmuş bir RAHİM'dir/Vajen'dir.
 
Cinsel buluşmada, 50 bin yıllık bir yol katedilerek BERZAH'a ulaşılır (Rahim ağzı), oradaki RUH'a ulaşılır, O transfer edilir. İşte bizi leylekler böyle getiriyor!

Baba ve Anne (Adem ve Havva tek idi, yeniden birleşmek için cinsel bağ kuruyorlar.) bu KOZMİK buluşmayı gerçekleştirdiğinde Berzah'ın ardına geçen SEÇİLMİŞ! O buluşmayı sağlıyor! Bunun ardından, o aşılanmış yumurta MUALLAKTA (Boşlukta) HORN HOLE'a doğru taaaaaaaaaa 50 bin yıllık bir yol katediyor. Yukarı tırmandığı anda ona muallağa tırmanan anlamında ALAK deniyor! Alak'ın tırmanması demek RUH'tan bir buz kalıbı olan kendi RUHUNU (yani nefsine ait olanı) alıyor. A L A K buydu işte!
 
Allah'dan daha merhametli HİÇ BİR KUVVET daha yoktur!
 
Allah'ımızdan ADALETLİ hiçbir ADİL daha yoktur! Allah dileseydi, bizi önce CEHENNEMDE yaratır ve ödül olarak CENNET'i kordu. ADALET odur ki, MERHAMETİ (Cenneti) ĞADABINDAN (Cehenneminden) ÜSTÜNDÜR!
 
İnsan EN ÜSTÜN olduğundan CENNET'te yaratıldı!
 
Cinler gibi Dünyada değil! BİZLER ÖZBEÖZ EVLAT-gibi- KULLARIZ! Ne Ezra'nın, ne İsa'nın, ne meleklerin, Allah'ın oğulları ve kızları olmasına ihtiyaç yok. BİZ ZATEN EVLAT => K U L 'uz!

Allah'ı ÜÇLEYENLER, tüm insanların EVLAT olduğunu inkar edip, bunu sadece İSA'ya veya Nurül Muhammedi'ye KISITLAYANLARDIR. KUL demek, Allah'ın doğurmadığı ammmaaaaaaaa "KENDİ SURETİNDEN" yarattığı, "KENDİ RUHUNDAN" üflediği EVLADI demektir.

Tenzih ederim, evlat-tevellüd-velet, doğum ile ilgilidir. Allah doğurmadığından VaLiDe'miz olmadığından, bize A B D (Abit) demektedir. Tek fark, EBA (Baba veya EBEVeyn) olmayışı.

Elif ile değil, AYN ile yazıldığında ve B => P olduğunda, APE (Apostle => KUL) olduğumuzdur. ABİD => APOT'tur. Yani KUL'DUR! Burada AYN vardır. DOĞURULMAMIŞ olduğumuzu göstermek için.

Biz, Allah'ın OYUNCAĞI ve oğlu falan değiliz. Hobisi veya Kızı değiliz!

En güzel kelimeyi seçmiş yaratan: "ABİD" diye... "Neredeyse evlatlarımsınız" demeye getirtmiş! "Cinleri ve insanları ancak bana KULLUK için yarattım" demiş!

"Melekler O'nun ONURLU KULLARIDIR", çünkü Bu Abid'lerinin NEFSİ yoktur, hata yapmaları yoktur >>> ONURLUDURLAR doğal olarak.

Ama CANNSAN'ın (Cin ve insan'ın) NEFSİ vardır.
Hata yapmaları ÇOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOK d o ğ a l d ı r . Allah bunun için Affedici, Ğaffar olmaya HAZIR'dır! Biz hata yaptıkça insanız! Cinler sıralarını savdılar, yeryüzünü KANA boyadılar! Bizler HALİFE'yiz! Ya kansever muhalifleriz (Cehennem yurtlukları) veya tersi HALİF kullarıyız.
 
Halif olmanın fıtratında HANİF olmak vardır.
Hain olmanın fıtratında ŞEYTAN vardır.
 
 
Hans Von AIBERG

No comments:

Post a Comment