20100109

CENNET&CEHENNEM / HOLLOGRAM (RÜYA)

Mana alemi diye bir şey yoktur.

Bu evrenin üç uzay koordinatının karşı taraftaki üç soyut koordinatla birleşmesi (Birbirlerinin uzantılarıdır.) Ve daha önceki sohbetlerimde anlattığım HOLOGRAM olayı MANA ALEMİNİN TA KENDİSİDİR.

İnsanın mana alemi Halusinasyondur. (HALUGRAMM)
Evrenin ise HALAUGRAMM'dır (Halogram)
Bunları birbirine bağlayan bir köprü yani HOLE=Delik ya da tünel süreci vardır.
Bunun adı da HOLE-GRAMM'dır.

Sonra daha yukarı gidersiniz. Orada ise Kutsal biçimler vardır. Bunlara da HOLY ya da HOLLYGRAM denir.

Artık Kozmos bitmiştir. Kaos vardır. Yani düzenler bitmiş yerini düzensizlik anaforları almıştır. Onların her biri bir ihtimal olup sonsuz ihtimal/olasılıktır ve bütününe Allah'ımız KÜLLİ ŞEY'in demektedir. HollyGramlar buradan oluşur.

Yani tümü (İngilizcesiyle yazıyorum) WHOLE-GRAMM'dır. (Külli şey'in=Whole article)

En başta ALLAH (WHO_WEL İQRAM) vardı. Ondan sonra HOLOGRAM ve hiyerarşisi ortaya çıktı.

Yani MANA ALEMİ dediğiniz şey şu saydığım tüm HOLOGRAFİK yapıdır.

Mana=Mücerret=Soyut (Kompleks sayılar) matematiğinden ibarettir. Mesela kalbe düşen korku, beyne giren düşünce eksi yönde bin kilodur. Bunun gibi bir şey. Bu da anlaşıldı mı?

<> Yani cennet cehennemin bulunduğu yer nerede kalıyor?

HOLLYGRAFİK EVREN

Demek ki olay sadece Laser ve hologramı değilmiş. Evrenin kendisi HOLOGRAM hiyerarşisidir.

Bizim şu dünya yaşamımız ise bir HALÜGRAM'dır. (Hayal, hülya kelimesinin latince ve sankritçesi Holo ve Halau'dur.Hayale tıpatıp benziyor değil mi?)

<> Yani bir hayal alemde yaşıyoruz.

Allah bize HAYAL İKRAM ediyor
HÜLYA ikram ediyor
Hayal=HOLOistik uzaydır
HÜLYA=HÜ=O ile ilgili WHO_WEL İQRAM'dır.
Bunlar boşu boşuna terimler değillerdir.

<> Sanat? Yani bir Hanif'in sanata bakış yönü nasıl olmalı?

Cennet ne güzel değil mi? Cenneti anlamak için şu şelalenin yanındaki yeşil serinlikte bir piknik yapmak, o enfes nilüfer çiçeklerinin yayıldığı suda O inanılmaz güzellikte kokan ve veremleri tedavi eden Çam kokusunu içine çekmek.

Muhabbet kuşlarının rengi ne kadar güzel değil mi? Tel tel renklemişler. Zebra balığı BJK'lı gibi siyah beyaz. Şu lepisdes ise kıpkırmızı bir mercan renginde...

Aman tanrım şu meyve ne güzelmiş. Çekirdeksiz üzüm... Kim bu tadı verebilir? Kim bir meyve suyunu "Karpuz denen bir kabuğun" içine şişeleyebilir?

İddiaya varım ALLAH bir sanatçı.
Musavvir=Tasvir eden, tasavvur eden
Vehhab=Onun tablolarının bir eşi daha yoktur.
O Rasim'dir resmeder

Cennetin seslerini, kokusunu o betimledi. Elhamdülillah! Allah=Baş sanatçı

Rüya dediğimiz şey MISAL ALEMİNİN TA KENDİSİDİR.

Yeniden Halügramlara, hologramlara girmek istemiyorum ama, MISAL alemi dediğimiz kolektif bilinçaltı SÜPER UZAYIMIZ bizim psikolojik ve psişik yeteneklerimizin arenası gibidir.

Beynimizin kapasitesini daha çok kullandıkça daha "Sualtı" kesimine dalmış ve öteki "Bilinçaltları" ile buluşmuş oluruz. Şu durumda bunu yapmak olağan değil.

Ama Adem ve Havva yapıyorlardı. (Onların CENNET yasalarıyla birlikte dünyaya sürgün edildiğini biliyoruz.)

Adem eşyayı isimlendirmiştir ve bu yeteneği daha sonra "İDRİS" de meydana çıkmıştır. İdris as. hayvansal sesler yerine anlamlı, şiirsel müzikli ve gramerli bir "İSİMLENDİRME" akıl etmiştir. Yazıyı da o bulmuştur. İlk öğretmen ve başöğretmen İdris'dir. Bileğinin hakkıyla ALİM, MUCİT vb. olmuştur. İnsanlık uygarlığını ona borçluyuz.

Nasıl ki İbrahim "Dostlukta" tek ve eşsiz ise ya da Allah’ın Resulü olmayı "ATAMAYLA" değil "KENDI LİYAKATIYLA" almıştır. Hz. Hızır da "İLİM"in ilki olarak "hem resullüğü hem de söz konusu o YÜCE makamı ve de ölümsüzlüğü kendi "KOPARARAK" almıştır.

<> Telepati yerine dille konuşarak anlaşmamız beynimizin kullanılan bölümünü azaltmış midir ? Sebep bu mu?

Telepati unutmayınız alıcı-verici arasında olur. Benim sözünü ettiğim biyolojik radyo insanlığın mekanı Yani M I S A L alemi (Rüya ve hologram alemi) dilidir.

Misal=Hülyet=Hologram alemi demektir. Bunu kişisel telepati ya da kişisel düşlerimizle karıştırmayınız. Yevmiddin'de bizim MISAL alemi dilimiz olacaktır. Bu dilin kelimelere ihtiyacı yok.

Herkes hangi dili konuşursa konuşsun O dil ADEM'in isimlendirme yöntemiyle doğrudan tek bir dile ADEM'in diline dönecektir.

<> Evet bu dili fark etmiştim Türkçe konuştuğumu sanıyordum ama kullandığım kelimeler hiç Türkçe’ye benzemiyordu..... Anlamsız geliyordu uyandığımda.

Rüyadaki konuşmalarımız unutmayınız ki Türkçe ya da rüyayı görenin diliyle olmamaktadır. VAHY diliyle olmaktadır. Vahy Arapça ya da İbranice inmez. Ademce iner, isimce ve vahyce iner. Bize "TERCÜME OLUR".

<> Cennete de ayni dil mi konuşulacak?

Evet Cennet'te ve cehennemde farklı diller var.

Cennetteki dil Adem-Havva ve üçüncü cins Huri insanlarımızın ta en başında konuştuğu dildir. Hani Adem eşyayı isimlendirmişti ya? O dil orada devam edecektir. Bıraktığımız yerden insanoğlu o dili alıp konuşacaktır. İnsanın fıtratında o dil var.

Bir kere Allah’ın ilk emri "O K U " değil mi? NEYI OKUYORUZ sorusundan önce NASIL OKUYORUZ sorusunu sormanız gerekiyor. O dil bizde DOĞAL olarak var ve hazır bekliyor.

O dil beynimizin (Aslında zihinsel boyutumuzun) kullanılmayan bölgelerinde birgün uyandırılmak ve kullanılmak üzere hazır bekliyor. Öyle olmasaydı asla rüyada konuşamazdık ya da duyamazdık. O dili bize TALIM ettiren ya da prova ya da antreman ettirten iste bu rüyalardır.

<> Beynimizi nasıl uyandırabiliriz?

Beynimizi nasıl uyandırabileceğimizi ben bilmiyorum ama KUR'an biliyor:
"Rabbi ZIdni Ilmi"
Allah böyle emrediyor.

"EVRENDE HERŞEY BİR HOLOGRAMIN PARÇASIDIR"

Her bir zerre, tüm evren-KÜRRE'yi gösterir ve saklar. Kainat-Kürre ise yaşayan bir organizma, soluk alıyor, göğsü genişliyor ve yaşlanıyor. Son nefesini verecek. O da Külli Nefsin Zaikatül Mewt içinden.

Ben evrenin doğduğu günü hatırlıyorum. Sonsuz küçük bir ve SAKAR denen bir aknoktadan başlamıştı. Henüz cenin bile değildi, Tohumdu.

Azbir zaman sonra Allah O'na R U H U N D A N üfledi. "OL" dediğinde cansız olan bu evren "RUHUNU ÜFLEYİNCE" canlandı. Artık biliyoruz ki bu ruh üflenmesinin adı "EVRENİN ANİDEN ŞİŞME TEOREMİ" dir. Hatırladınız mı?

<> zariat 47. Göğü kendi ellerimizle biz kurduk ve biz (onu) elbette genişleticiyiz.

Evren ol emriyle yaratıldı ve Allah üfleyince aniden şişti.

İşte bu ÜFLEME
Hologram teoremidir

Yani her atomun bir ruhu vardır. Ama tüm atomların bir tek ORTAK ve dev ruhu vardır. Bir atom diğeriyle türdeş davranır. ÇÜNKÜ KÜLLİ RUHU vardır.

Bir tek atom içinde evren ve bir evren içinde bir çok atom vardır.

İşte bu evren yaşayan organizmadır. Her nefs gibi ölümü tadacaktır. (Kıyamet) Kozasından çıkarak arka plandaki evrene (Aknokta ötesine) ÜFLENECEKTİR. Orada açılacaktır yeniden.

Evren yeniden RUHUNA kavuşacaktır. Daha doğrusu RUHU cesedine kavuşacaktır. Ceset denen NİCELİK/Kuanta, Nitelik denen Ruh'un elbisesi olacaktır.

Cehennemden bir elbise
Cennet'ten bir elbise
Ama en güzeli SÜNDÜZ
O da Cennet üstü bir cennet elbisesi
Takva elbisesi

O sizlere nasip olsun, ben bir şey istemiyorum! Böyle düşününce de Resulullah efendimin biz ümmeti için nasıl çırpındığını da ürpererek anlıyorum. O kendi için istemedi ben de...

Anlatamamışlar
"La mevcude Illa Hu=Ondan başka hiçbir şey mevcut değildir." derken bunun anlamını bilememişler.

Bilselerdi ki... O VAR dediğimiz ŞEY'ler BIR SIFIR (Esir yani yokluk) denecek kadar küçük ŞEYler...

Bilselerdi ki
Evren, bir YANSIMA'dır Hologram teoreminin ta kendisidir, Hülyadır, hayaldir, Hologramdır, bir KEHF 'dir, Hole-gramdır. (Kara-akdelik, Worm-Corn HOLE'un H o l e - gramıdır.) Yani hayaldir, halüsinasyondur belki de.

Ta ki, hayalden uyanacağımız zaman gelecek: "Ö l e r e k " yasama doğacağız.

Ölüm Ömrü bitirir ama (ebedi) hayatı BAŞLATIR. O kapıya ÖLEREK gireceğiz... Yani biz DİRİ olacağız Kalanlar da ö l ü. (Yaşayanların ölü olduğu ayetle sabittir.)

Gönül mekanına geri döneceğiz... Üflendiğimiz yere. Yani sur borusunun (Horn Hole) içine...  Sonra sur bir daha üflenecek ve yeniden ve gerçekten VAR EDİLECEĞİZ...

Artık orada hayal yok GERÇEK var...
Cennet-Cehennem gibi gerçekler
Ebedi ölümsüz yaşam gibi gerçekler

Bir rüya görüyoruz burada... Kısa bir rüya. Koskoca ömür sanıyoruz bunu... Ömür HAVA denen sonsuz paydanın sonsuzda-bir payıdır, yani şey kadar güdük ve kısa... Ebedi yasam ise doğrudan HAYY'in bizi IHYA etti (Muhyi) HAYAT'ıdır. Ebedidir, bakidir....Süreklidir.

Onun için Cennet ve Cehennem yaşamlarını ASLA buradaki yaşamlarımıza benzetmemeliyiz.
 
Burası bir rüya... Ölürüz olur biter... Rüyadan uyanırız, Ebedi yaşama doğarız.. Ebedi oluruz RABBİMİZ ile birlikte... Ölüm bizi müebbed diri yapan TEK yoldur, tek çözümdür...

Sıfırdan büyük ve ışık hızından küçük evrenin
sıfırdan küçük (Kök eksi dört gibi) ve ışıktan hızlı hale getirilmesidir ölüm.

Dönüş Allah'adır. ÖLEREK dönüş elbette... Ve biliyor musunuz, şu anda bunları okurken ÖLMEDEN ÖLDÜNÜZ... Çünkü size MÜTTEKILIK vermeye çalıştım.

Itteka sahibi olduk: Allahtan korktuk hakkınca korktuk artık. Allah'tan korkulması gerektiği gibi korkmaya müttekilik=Ölmeden ölünüz emri deniyor...

<> Allah değerlendirmeyi nasip etsin... AMİN..

Aslında ALLAH katında herşey ÖKLİD (Eukleides) uzayıdır.

Bir zemin vardır (enxboy veya xy metrekare), bir de buna dik gelen bir YÜKSEKLİK boyutu (Z, Hu, Sultan güç vb) vardır.

O katta evren KUTU gibi düzdür.
Verilen bir noktadan, bir tek PARALEL çizilmektedir.

Bunun kanıtları çoktur:
Örneğin ARŞ. (Bunun çizimini Cifir çizimlerimde vermiştim.)
Örneğin Kürsi (Kürsü); tam anlamıyla bir KÜRSÜ biçimindedir. Üstünde xy'den oluşan LEVHİ MAHFUZ vardır. Ama kendisi MASA gibidir. (Z yükseklik boyutu vardır.)

Demek ki xyz üçlüsü şu iki ana öğeye ayrılıyor:

1. xy olan ZEMİN/Mahşer meydanı veya Aktarıssemavat
2. Z olan DİKME (Sultangüç). Z => Hu/hüve boyutunu incelemiştik (indillahi).

xy olan MEYDAN/Ayna yüzeyi misallerini de incelemiştik. Bu ikincisinde ikiboyutlu, fakat YUFKA biçiminde bir zemin vardır, dairedir. Dairelerin biliyorsunuz, illa ki ÇAPI (ya da yarıçapları) olur.

Ama x ve y'yi ayrıca İKİ KATMAN temsil eder.

Alttaki katman (Esfeli safilin>>>Aşağıların en aşağısı), ARZ-altı/derinliği anlamında- DABBE denen bölgedir. Buraya MAHŞERİN toplu MEZARI da diyebilirsiniz. Tüm canlılar yeniden ORADAN yaratılacaktır. Sanki burası bir yeniden diriliş çiftliğidir.

Bu mezar kalınlığındaki DABBET ARZ'ının hemen üstünde MAHŞER MEYDANI yer almaktadır.

Bunun da bir iki metre yukarısında TARIK SEMASI yer alır. Ama bu sahte kalınlıklara rağmen, derinlikler, Z => 3. boyut değildir, yükseklikler değildir. Orası aktarıssemavat'tır.

Gerçek yükseklik (Rahman-33), yani Öklidyen Z boyutu (Sultan güç), YUKARIDADIR.

"Enerji (cin) ve maddi (insan vb) tüm canlılar, bu AYNAYA hapsolmuş görüntülerdir ve görüntüler aynadan çıkamıyorlar," demiştim. Çıkmaları için SULTAN güç gerekiyordu -hatırlarsanız-. O da ÖKLİD uzayın DİKMESİDİR.

Arş, Kürsi, Levh, Sidre, Cennetler vb, hep bir YÜZEY katmanlarıdır. Üsüste geldiğinde yükseklik boyutu ortaya çıkmaktadır. Fakat, xy olan MAHŞER MEYDANI'na, ÜFFÜN gereği "üflendiğinde", bir BALON EVREN olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu evrenin Riemann ve Lobatçevski (Kısaca Gauss uzayı) olduğunu biliyoruz. Balonun havası söndürüldüğünde ne olur? Yeniden yer (Arz) ve Gök (Sema) BİTİŞİRLER >>>>>> MAHŞER MEYDANI olur.

Ayetler diyor ki: "Gök ve yer bitişikti onları biz ayırdık, görmüyorlar mı?" (Fetekna >>> Tarık ve Dabbet arasının, ŞİŞEN EVREN dolgusuyla (uzay-zaman dört boyutlusuyla) doldurulması demektir.)

Rahman 33 ve bu sonuncu ayet lütfen.

<> 21/30. O küfre sapanlar görmediler mi ki, gökler ve yer bitişik idi, biz onları ayırdık. Her canlı şeyi sudan oluşturduk. Hâlâ iman etmeyecekler mi?
<> 55/33. Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin bucaklarından/köşelerinden geçip gitmeye gücünüz yeterse, hadi geçin gidin. Bilgi ve güç dışında birşeyle geçip gidemezsiniz!

İşte bu iki ayet nedeniyle; MAHŞER tipi bir evrenin ASIL olduğunu, fakat buna ruhundan üfleyen Allah'ın ivdirmesi nedeniyle evrenin kendi üzerine dolanan/şişen bir balon olduğunu (Riemann), içinde yer alan ağır cisimlerin de bunda çukur yarattığını (Lobatçevski tipi kütle çekim eğriltmesi => Distorsiyon bozulması vb.) anlıyoruz.

İşte HOLOGRAM teoremi budur.

Madde burada WHOLE*GRAM olarak yer alırken, enerji de özel hologramlar çizer:

1. Hallu(cination)gram. (Halüsinasyon gösteren Cin takımı.)

Hole (Arapça Halka'dan), Hollowgram (Halloween gibi), HalloGramlar, Hooligramlar (Hooligan kelimesinin nedeni). Cinler işte bu görüntülerle insanlara etki edebilmektedirler. Aslında tıb bu konuda yetersizdir. Sadece “halüsinasyon görüyorlar” demeye dayanmak, bir terapi değildir.

2. Hayırlı olan Hellogramlar. (Selam getirenler, müjde verenler.)

Bunlar da Holly ve HolieGramlardır. Kökenleri NUR'un >>> NEVRA (Sanskritçe NORA ikisi de kadın ismidir) denen DİŞİ görüntüleridir.

Bu yüzden geçmiş ehli kitab ümmetleri "MELEKLERİ ALLAH'IN KIZLARI" sanarak yanılmışlardır. Erkek veya dişi olmaları görüntü üzerinedir, CİNSİYET üzerine değildir. Meleklerin de cinsiyeti elbette yoktur.

Ama her şey (WHOLEGRAM) biçimleri vardır. Boğa, Aslan vb tipliler - ki hayvan değillerdir-. Uzay gemisi biçiminde melekler (Kerrubiler); örnek veriyorum -ciddi değildir- çaydanlık biçiminde melekler vb.

Hollygram ve holiegram, meleklerin yeryüzündeki görüntülerinin adıdır.
(İbrahim ss ile görüşüp, Lut ss'ye giden melekler gibi.)

Yani Hollygramlar KENDİ GÖRÜNTÜLERİ değildir, ikiboyutlu evrene YANSILARI'dır. Gerçekte melekleri görmemiz için Z boyutunda olmamız gerekir. Saydığım ayetlerdeki görüntüler, sadece bizim xy aynaya düşen görüntüleridir, üç boyutlu olarak göremeyiz. Gördüğümüz onların HOLLYGRAFİKLERİDİR...

Gelelim konuya; şimdi Tarık Sema, Meydan ve Dabbet Arz (Arz altı) üç katman gibidir.

Sanki birbiri üzerine konmuş iki cam gibi. Bitişik, hiç ayrılamıyor bu iki cam tabakası (Hava boşluğu yok.); ama AYRILMADAN birbiri üzerinde k a y a b i l i y o r .

İki cam birbiri üzerinde kayarsa ne olur?? UZAY YÜRÜYÜMÜ gerçekleşir. Camlara birbirine çakışık iki dot işaretleyelim, yani nokta ve iki tabakayı kaydıralım. İki ayrı benek görünecektir. Uzay yürüyümü gerçekleşmiştir.

Uzayda siz yürürseniz bu normaldir. Ama bunun tersine siz olduğunuz yerde durur da, uzay size yürürse bu paranormalin adı Kur'an'da İSRA'dır. (Efendimizin Mescidi haram ve mescidi aksayı ziyaretleri.)

Eğer bu xy yürüyümünden YUKARI çıkarsanız, adı Mir'ac olur. (Mearic suresi bunun çoğuludur ve mir'ac bir kaç türlü olmaktadır.)

Yani Z dikmesine giderseniz adı Mir'ac; xy cam tabakaları kayarsa adı İsra'dır.

Rüya/Rüyet nedir?
Bu AŞAĞI MISAL ALEMİNDEN gelen GERÇEKLERDİR.
Evren, yani bu hayatımız/dünya yaşamımız sadece bir HOLOGRAMDIR. Rüya gerçektir. Bu gerçek sandığımız ise RÜYADIR. Yani. Dünya ise RÜYA! (bedenlenmek bir RÜYADIR. Bir hologramdır.

Ama gerçek olan ÖTEKİ ve DEVAMLI alemdir. Ahıret, Kalu Bela vb. Bunlar GERÇEKTİR. Cennet ve Cehennem'deki ebedi yaşamlar GERÇEKTİR Kur'andaki adıyla rüyet)

Rüya-Rüyet
Hülya - Hülyet
(Hologram kelimesi buradan geliyor)

3/105 Kendilerine açık-seçik kanıtlar geldikten sonra, çekişmeye girip fırkalar halinde parçalananlar gibi olmayın.Böyle olanlar için çok büyük bir azap vardır.

Kendilerine BU AYETLER geldikten S O N R A çekişmeye girip fırkalar halinde parçalananlar (Hristiyan ortodoks-katolik mezhebleri gibi) gibi olmayın.

Böyle olanlar için çok büyük bir azap vardır.>>>>>>MEZHEB TAASSUBUNDAKİ HERKES için bu MÜRTED azabı en muazzam en acıklı azaptır.

Bundan kurtulmanın yolu Bu katolik ve Ortodoks kültlerden kurtulup, HANİFLİĞE (protest islam, ayrılmış islam Ali İmran-104) yönelmek yani Allah'ın ipine tutunup TEK BİRLİK olarak kalmaktır. Doğru DOĞU (104) ve BATIN BATI (114) her ikisi de kurtuluşa erenler (110) ailesi içindedirler.

Dogmatik doğu ise 116'dan sonra anlatılanlar ve Şuara sonundaki Şeytan-şeyh ayetleridir.
Bunlar da Azabın en büyüğüne toslayacaklardır. Af kapıları azgınlıklarıyla orantılı olarak
kapalıdır veya aralanmıştır.

Azabün Aziym şudur.
Sonsuza kadar cehennemde sadece terlemek var-ama temelli orada kalmak şartıyla- Bir de HER SALİSE içinde bigbang patlatan AZAP var. Değil bir yıl-geçici-BİR SAAT bile kalsanız, o ebedi kalan TERLİ günahkardan ÇOK BÜYÜK AZAP görürsünüz.

Cennete alınsanız bile o azabı unutmanız mümkün değildir. O Azap alnınızda kapkara bir lekedir. (Cennette ATEŞ sadece lanetli ağaçta vardır. Cennette siyah ise sadece azaübün azim görmüş olanlarda vardır. Cennette SİYAH hiç yoktur. O yüzden KARA GÖZLÜ Huriler diyen palavracı müfessirlere aldırmayınız.)

Cennetteki tek SİYAH alınlarında CEHENNEM izini taşıyanlarda vardır.
Yüzleri ağaranlar için ise bu Cennetin üzerinde NAİM bir cennet vardır. O yüzden Allah bizleri aşağıdaki CENNET'ten bile korusun! -değil cehennemden- -anlayana-

Allah bize GÖNLÜMÜZDEKİ CENNETİ versin.
Üç sınıftan mukarrebun olanlardan kılsın!


Hans Von AIBERG

No comments:

Post a Comment