20100108

HIZIR / HAZIRULLAH

Sıkı durunuz, size uzun uzadıya ve insanlık tarihinde ilk kez yazılmış, hiç bir yerde yayınlanmamış kriptolojik bilgiler geliyor.
 
Öncelikle ZigZag öğretisinin "İletkeni" Hızır as.olup, bu iletiyi ÜÇ Sacayağı denen ve Allah'ımıza çok yakın bir kattaki kişilerden alıyor. Burada üç makam var ki bunlara "üçler" deniyor. Üçler şöyle sıralanıyor.
 
1.Halilullah/HalilurRahman İbrahim as.
Ayetler, "Allah İbrahim'i yeğane dost edindi/ Ona Makamı İbrahim'i tahsis edip kendisine biricik komşu yaptı." demektedir. Hz.İbrahim vefat etmiştir. ÜÇLER'in=Sacayağının biri ve Hanifliğin kurucusudur. Allah'ımızın tek dostudur. İbrahim as. Allah katından Rahmet almıştır.(İlim değil)
 
2.Alimullah/ Alimül-Alim İdris as.
Ayetler İdris'e "Ölümü tattırıp, ama ölüm kapısından öteye geçirip, öldürmeyip, ölümsüz olarak yüce bir makama=Makamı İdris'e almıştır. Dolayısıyla hiç vefat etmediği için şu anda diridir. ÜÇLER=Sacayağının ikincisi ve SABİİYE dininin kurucusudur. Allah'ımız isimlerinden EL-ALİM'i İdris'e, onun şahsında tüm insanlara verdiği için onu ölümsüzleştirmek durumunda kalmıştır. İdris as.Allah katından İlim almıştır.(Rahmet değil)
 
3.Sırrullah/ Hazırullah Hızır as.
Ayetler de ismi hiç zikredilmez, 19 yerde dolaylı olarak ima edilir. (Sebe melikesinin tahtını getiren, Kehf suresinde Musa ile buluşan vb.) Resulullah değildir.(Teklifi reddetmiştir. Dolayısıyla isimsizdir. İsimsizliğinin bir nedeni de geçmişten (7200 yıl önce) ve geleceğe (Çağımızdan 400 yıl sonra) 12 bin yıllık bir zaman dilimi içinde aynı anda var olduğundandır. Aynı zamanda bizim geleceğimizde kaldığından "Doğmamış, dolayısıyla ismi de anılmamış" sayılmaktadır.
 
Hızır as. hem İdris gibi KISMEN ölümsüz hem de gelecekte O'nu Deccal öldüreceği için, hz.İbrahim gibi ölümlüdür. Hem Hz.İbrahim gibi Allah katından RAHMET almış hem İdris as. gibi gidip İLİM almıştır. Yani RAHMET ve İLİM BİRLİKTE verilmiştir.Bunun gibi ÖLÜM ve ÖLÜMSÜZLÜK birlikte verilmiştir. Onun kurduğu bir din yoktur. Görevi 12 bin yıl boyunca Sabiilikten Hanifliğe giden ve değişmeyen DİN'i korumak, dinler arasında köprü oluşturmaktır. Değiştirilen Tevrat'ın orijinaline, sözlü olup da yazılmayan İncil'in orijinaline ve İniş sırası ile şimdiki diziliş (Tertip) sırası farklı olan Kur'an'ın orijinaline ŞAHİTTİR. Onların indirildiği ana kitap=Levhi Mahfuz'un tek okuyucusu olmak ayrıcalıklarına sahiptir.
 
Bunun gibi Resulullah'ın hangi hadis ve sünneti gerçekten söylediğini ya da uydurulduğunu da ŞAHİT olarak bilen tek özel kişidir. 300 yıl sonra ortaya çıkacak olan Mehdi'nin öğretmeni olarak da bilinir. Hızır'ı tanımayan hiç müslim bir millet yoktur. (Türklerin Dede Korkut'undan tutun da, çocukların Kuzey kutbunda yaşayan ve kızağını rengeyiklerinin çektiği Santa'sı=Noel baba'ya kadar efsanelere girmiştir. Yüzlerce yıl Hızır'ı gördüm diyenleri de unutmayalım.) Hızır'ın görevi İbrahim as.ın kurduğu Hanif dini, İdris as.ın kurduğu Sabiiye dinini, Gerçek Kur'an ile (İNİŞ sırasına göre korumak) Mehdi Resul'e devretmektir.
 
 
Yaratanın yaratığı hiç bir ihtiyacı yoktur, ebedi yalnızlıktan da sıkılmaz, çünkü sıkılmaktan da beridir. Bize ihtiyacı için Türk tasavvufçuları (Hint, Arap ve Endülüs değil) KORKUT dede'nin öğrencilerinden Hoca Ahmet Yesevi, onun öğrencilerinden Şemsi Tebrizi, Taptuk emre ve Hacı Bayram Veli ve bunların öğrencileri olan Mevlana, Yunus Emre ve Hacı Bektaş veli'nin gerçek tasavvufuna göre, "Bilinmeyen" yaratıcı, "Bilinmek istedi"
 
Haşa Allah'ın bilinmeye de ihtiyacı yoktur, çünkü o EL EWWEL'dir, her şeyin en öncesidir. Zamandan beri olduğu için zaman kavramı olmadığı için ebediyen sıkılacak ve ezeliyen sıkılmış, yalnız kalmış da değildir. Sırf bunlar için "Sübhanallah" deriz. Örneğin, Allah kalın sesli, sakallı vekarlı, heybetli, baba gibi bir yaşlı erkek ve/veya bunun tersi dişi de değildir. Tıpkı melekler gibi "Nötr"dür, hatta nötr bile değildir sadece SAMEDDİR. Melekler ve biz sık sık Sübhanallah diyerek, korkuyu (erkekten, erkek teröründen, Hizbullah şeytanlarından) gelmiş gibi düşünmekten kendimizi alıkoruz. Yani Rabbini hiç bir şeye benzetmezsen adı "SÜBHANALLAH"tır.
 
Dolayısıyla Rabbimizin bizim ZANN etmemizle, sanrılarımızla bir ilgisi yoktur. Bu konu ÇOK AYRINTILI VE uzun. Gelelim, Dede Korkut öğrencilerinin yaptıklarına yani Yesevi ekolüne:
 
Onlar tasavvuf'un zevkini Dede Korkut'tan aldılar. O kim dersen, kesinlikle 19 yerde geçen ve daha sonra Aras nehri boylarında yığılarak Anadolu'yu Bizanstan almaya çalışan Türk boylarının "Boy boylayan, soy soylayan" çocuklara isim koyan, sonra birden bire kaybolarak herkesi korkutan (Korkut bu anlamdadır.)Hızır'dan başkası değildir. Korkut lakabı (Nickname, halkın taktığı isim) olup gerçek adı buna kafiye olarak yakın olan Turgut'tur. Evet bunlar Turanca (Türkçe, Macarca, Fince, Moğolca, Tunguzca, Japonça, Korece vb.) kelimelerdir. Turgut=Ruhundan üfleyen demektir. da değildir. Rabbimiz, sadece "Ruhundan üflemek" istemiştir.
 
 Hızır'ın adı yoktur Kur'an'da. Birçok nedeninden biri de "Herkesin" bir HIZIR kadar
 
1. Katından RAHMET alabileceği Yani Rahmet Allah katındandır.
 
2. İlim ise Allah'ın 'El Alim) yakasına yapışılır. (Rabbi zıdni ilmi demek yakaya yapışmaktır.) İbrahim gibi (Hanif cerbezedir, Allah'ı rahatsız eder) Yaka-paça İLMİ alır...
 
Hanif İbrahim yaka paça Peygamberliği ve Dostluğu almıştır. Onun milletinden olan herhangi biri NİÇİN almasın İLMİ. Her Hanif=İbrahim milletindendir. Her H A Z İ R U N ise Zaten Hanif'tir. Huzurda Hazırdır. İlme taliptir. İster sadece Rahmet alalım ister sadece ilim alalım ister ikisini birden alalım ÜÇÜ de İSİMSİZ'in yoludur.
 
Ama en makbulü ise İbrahim Milletinden bir HANİF'in Allah'ın yakasına (Ta-Ha:114) yapışıp ZORLA İLİM ALMASIDIR... Alacağız o ilmi YAKALARA yapışıp. Bunun için rüyada "Filanı görmek" görmemek değil olay.
 
 Allah zenginliği DİLEDİĞİ KULUNA; İLMİ İSE İ S T E Y İ P A L A N KULLARINA VERİR. Bu farkı unutmayalım. O zaman şunu anlıyoruz:
 
1. Allah DİLEMİŞ ve RAHMET (Mesela zenginlik) HIZIR'A VERİLMİŞ
 
2. Üstüne üstlük Hızır İLİM dilemiş ve MERCİNİN KAPISINI ÇALMIŞ, "Tanrı misafiri olmuş" ve Ledünni İlmi ALIP GELMİŞ"
 
 
Onun rahmeti tüm dünya çocuklarını kapsar. Tüm çocukların canını Azrail alırken, Santa onları güldürerek, öldüklerini bile hissettirmeden oyalar. Santa kimdir? Bilen var mı?
 
Hızır her an yaşayan en büyük keramettir hatta mucizedir. Onu dileyin!
 
 Allah'ımızın ÖNÜNE (El evvel) KİMSEYİ koymayın. Herşey yerli yerinde ve hiyerarşisiyle dursun. Melek bizden üstün değildir, biz de melekten. Cebrail Hans'tan üstündür ama bu Melekleri bizden üstün kılmaz. Çünkü Hızır dede Cebrail'den ÜSTTEKİ yerleri denetleyebilen TEK İNSANDIR.
 
Azrail Allah'ın dostu değildir Ama İbrahim DOSTUDUR. İbrahim Azrail'den üstün değildir. Azrail can alır, İbrahim alamaz. Yani üstünlükleri keyfi olarak benimsemeyelim.
 
Tüm resuller Hızır, Yahya ve rauf olanlardan İdris'e misak verdiler.
Misakçılar da HIZIR'a ...
 
Hızır elçi değil. Adam ELÇİLİĞE TENEZZÜL ETMİYOR. Tenezzül etmiyor Yunus emre gibi "Bana seni gerek seni" diyor. PEYGAMBERLİĞİ İSTEMEYEN TEK İNSAN. İs te mi yor.
 
Allah ise o'na "Pekiyi o halde seni Cebrail'in üzerindeki makama LEVHİ MAHFUZA alıp, tüm peygamberlerin üstünde peygamber yapıyorum"
 
Yani MİSAK alıyor Allah tüm peygamberlerden... HIZIR bunun için ayrıcalıklı. Ukaladır Hızır! Allah buyuruyor ayette: " Rabbim ilmimi artır ....de" Hızır diyor: "Rabbim bu duayı okuyanların sayısını artır...
 
Yani artırma işini n gibi bir katsayı ile çarpıyor. Allah'tan daha mı çok biliyor? Hayır, çünkü KUR'AN'I değil onun indirildiği LEVHİ MAHFUZ'u biliyor.
 
Orada okuyor: "Kullarımdan bilim ve rahmet verdiğim biri BU LEVH'e gelecek ve gelmeden önce de "Rabbim ilmimi artır diyenlerin sayısını artır" diyecek! 
 
Hızır gidiyor ve bunu okuyor! "Ben bunu demiştim, öyle buraya gelmiştim." ALLAH herşeyi bilendir diyor Ve Allah sevdalısı, karasevdalısı olarak İŞBAŞI yapıyor. Bu arada Hans'ın da başına binbir bela açıyor Hızır!
 
Aranızda kim nefsini ıslah ettiyse bilsin ki HIZIR'ın bu gölgesinden öte KENDİSİNİ görecek ve ŞEHİD olacaktır.  (Şehidliği ölüm olarak algılamayın, ölüm zaten başımıza gelecek. Şehidlik ise ÖLÜMDEN SONRA DİRİ KALMAK gibi inanılmaz bir ayrıcalıktır.)
 
Islahı nefs olan kişiye HIZIRN değmiştir. Bir tenha zamanda ve KELDİ DİLİYLE konuşan bir ya.ancı erkek bunu yaşayan kişilere böyle siluet gölge olarak Hızır görünmüştür. Hızır bilgidir, rahmettir ve sürprizdir.
 
Hızır kimseye para vermez. AMMAAAA DUVARI onarır ve PARANIZI günü gelince ortayı çıkarıverir. Islahı nefs olanlar kesinlikle DUVARLARI doğrultulmuş insanlardır. Yaşayıp göreceksiniz. Hızır'dan KALPAZANLAR gibi para basmasını beklemeyin.
 
Hızır odur ki: DUVARIN altındaki parayı vermek için size TERS işler yapan bir insandır. Hızır her yerdedir: ELBİSTAN'DA. "Elbistan'dan geliyorum" dedi. Ben bunu DUYDUM, HA?VET. Çünkü benden başka şahidi yoktu.
 
Hızır için ZAMAN ve zamanın çakıştığı MEKAN bir sorun değil. Hızır size TAHTI getirir. Ama satmanız için değil!  Hızır onu daha yüce bir amaç için yapmıştır. Melike Belkıs'ı şaşırtmak'tan öte... İFRİTLERE insanın dominant olduğunu göstermiştir. Ve Allah'ın MUCİZESİNİ yapan majisyendir. İfa eden Majisyen.
 
> ve Allahın ilim verdiği kulun ifritten üstünlüğünü ortaya koymuştur diyebilir miyiz?
 
Evet diyebiliriz. Ama burada asıl olan PARA-SERVET-VARLIK falan değil; çooook alicenap şeyler...
 
> Hızır= daima veren, hiç almayan..
 
Evet öyledir Hızır..... Sabıkun'u bile RÜŞVET sayan inanılmaz huysiz biridir. Hızır anlatılamaz ve anlaşılamaz. O nevi şahsına münhasır/özgün/unic biridir. Ünik olanı anlatmak çok zordur. Onu anlatmak için onun GİBİ olman ve analoji kurman gerekir. Ben dahil kimse HIZIR gibi değildir. Yoksullarla şakalaşan tuhaf biridir. Varlıklı ve seçilmişlere ise asık suratlıdır. Musa ondan çooook çekti.
 
Nefsin en korktuğu şey ölümdür. Ürperirsiniz, titrersiniz. Hatta bu yüzden karacübbeli kilise ve bizim süfyanist islam dini denince akla bu AŞAĞILIK kasvetçiler geliyor, mezarcılar, definciler vb. Ahiret ticareti yüzünden ölüm size soğuk duruyor.

Ama O KAPIDIR! Allah'a RÜCU etme kapısı. Sürgün gezegeninden ASIL RAHİME dönme kapısı. Kalu Bela'ya DEVAM kapısı... Mahşerde DİRİLME kapısı, Ebedi hayat kapısı! KİM ölmeyecek ki?

Hızır’ın ölümü evrenin en korkunç ölümlerinden biri olacak. 7200 yılda KAÇ KEZ ölmesi gerekiyorsa, o kadar ÖLECEK AYNI ANDA! Ve en gaddar yaratık tarafından, Deccal tarafından...
  
> Hızır'ın değişik kişilerin görüntüsünde belirdiği doğru mu?
 
Hızır her çağdaki kendi görüntüsüyle görünür. Mesela babanızın 18 ila 78 yaş arası HER DÖNEM fotoğrafı gibi...
 
> Yani diyelim doğuştan yüzünde bir ben var; her çağda o ben gözüküyor dimi; ancak genç ve yaşlı. O abstract yaşına bağlı. (Abstract yaş= kendi yaşadığı normal hayatı)
 
Evet Hızır Çağlar içine yayılmış (7500 yıl) görüntülerini hangi çağa girdiyse O RESİMDEKİ HALİYLE görünür.
 
> Hızır da gelecekte mi doğmuştur?
 
Hızır gelecekte değil geçmişte değil DEHR denen bir zamana alındığından HERÇAĞDA var oluyor ve böylece onun HİÇ Mİ HİÇ İSMİ GEÇMEMESİ GEREKİYOR. Kur'an'da HIZIR ismen yok ama tam 111 yerde de bir şekilde var...
 
HIZIR'ın zamanı DEHR'dir.(Simple present tense) Geçmiş-gelecek DEHR denen zamanda HEP ŞİMDİ'dir veya GENİŞ zamandır.
 
> Hızır'ın milliyeti nedir?
 
Hızır kendi ikrarı ile Turgut'tur. (Turanlı demek) Biraz da Teuton demek. Kutlu turanlı demek. O çağlarda böyle kesin AYRIM yoktu. Türk derken henüz Ural-altay ayrışmamıştı. Türk ya da çud (finli) diyemiyordunuz. Onun için Turguttur dedim.
  
Dedem korkut=Hızır=Noel baba
 
Dedem Korkut... 7200 yıllık ANILARLA dolu. Dahası da var; üzerine üç asır geleceği de koy, 7500 yıllık ANILAR duruyor ve hiç unutmuyor. Hiç karıştırmıyor, hiç hata yapmıyor, şaşırmıyor. Hem dedenizin babasına ŞU ANDA görünüyor hem de torununuzun torununa gelecekte -ki şu anda-görünüyor. Bu ikisini birbirine karıştırmıyor. İkisini değil iki trilyonunu birbirine karıştırmıyor.
 
E, onun MİSAK ELÇİSİ olmak en büyük hakkı... Ve dünya çocukları tarafından Noel baba(santa) diye EN ÇOK SEVİLMEKDE ONUN hakkı... Belki kırmızı elbiseli beyaz sakallı değil ama... Şişman de değil. Ho ho ho diye hiç gülmez. Bir tek şey doğru: Kuzey kutbunda Ren geyiği sürüsü içinde yaşadığı. (her çağ yaşamak bu)
 
70 cm yere indiğinde üşür o... Yani hemzemin olduğunda... Ama çok üşürse iki saniye sonra oradan ayrılır. Biz de "Vay be!" deriz. "Hayal mi gördüm, konuştuğum adam aniden buhar oldu gitti!"
 
Her neyse ben bir ÇOCUK olarak çok mutluyum. Efsane ve hayal kahramanı Noel Baba'yı Noel gününde gördüm. (Acaba ben ilk miyim?. Bunu soramam, çünkü O SORAR.) O sorar hep... Sizin sormaya hakkınız yok... Yani ayetteki gibi selam selam kadar kısa konuşursunuz, boş laf hiç olmuyor...
 
Zaten onda bir tılsım var: Hiç akıl etmediğiniz bir SORU soruyor. Ve yanıtı siz veriyorsunuz. Mesela: Olmaz yazmayacağım. Çünkü bunlar HAVET konular. Şahidim yoktu. Eşim de yanımda değildi zaten. Zaten insanın kendi eşini tanık göstermesi kabul edilemez.
 
Ama şu dikkatimi çekiyor ki, 7 asırlık bir YÜZ ve daha FİNliler ile Altaylıların dili bile AYNI iken o çağdan kalan çok karizmatik bir TURANLI. Kibar hatları var. Hani birazcık Emin Çölaşan'a benziyor. İnce hatlar, sarışın mavi+yeşil gözler, göbeksiz ideal bir vücut. Gerçekten sima olarak Emin Çölaşanımsı diyebilirim.
 
Çok modern bir tip, Kimse inanamaz onun taaaa 72 asır önce ÖYLECE doğduğuna ve değişmediğine. Gerçekten bunlar zaman paradoksları. Ben onu görmemiş olsam derdim ki "Neandartel, mağara adamı falan" Vallahi ben onun yanında daha caveman kalıyorum.
 
Orası URAL+ALTAY ortak vatanının olduğu bir yer... Şimdi Rusyanın Orenburg bölgesine falan düşüyor. Kuzey kutbuna (Makamı Hızır'a) daha sonra çıkıyor. İlginç şeyler var. Rusların finli olduğunu söylüyor. Teutonlardın finli olduğunu söylüyor.
  
İnsandan ilah bazlı putlara da TOGHUT (Arapça Tağut) denmesi geleneği iki dilde de sürüyor. (Hatta üçüncü dil olarak Türkçe'deki tek tanrılı din tanrısı TanKUT, şaman döneminde Tanğut olarak sürmektedir. Bunun için Altay Tuva, Hakas, Abakhan vb. Türkçelerine ve oyrat moğolcasına bir göz atınız. Çok uzun ömürlü olan Hızır dedemizin adı Turgut=Tankut ve lakabı da Korkut/Khorgut (korkutan/uyaran)olup, 7 bin yıl önceki ALTAY yöresinde doğmuştur.) Gereksiz ayrıntılar aslında bir TABLOYU tamamlamak için veriliyor.
  
Hızır'ın soyuna Meluncan deniyor. Taa hitit ve Sümerlerden beri "Kayıp" bu turanlılara Meluncan deniyor.
 
Siz Hızır dönemindeki TURANLILARI mı merak ediyorsunuz?
 
Finlandiya'daki tiplere bakınız.
Macar, Çek vb.lere bakınız
B O Ş N A K 'lara bakınız
 
Türkçe konuşmasalar da GENleri TURANLI! Sanki bir yetimhaneye verilmişler de başkaları evlat almış ve kökenlerini unutmuşlarcasına...
 
Şuna şaşırınız: Turanlı tipi(Türk tarafı kumanları kastediyorum.) ÇEK cumhuriyetinde B O Z U L M A M I Ş bir biçimde yaşıyor! (Zaman zaman çıtlatmış, fakat HİÇ açıklamamıştım.) MELUNCANLAR bunlar işte.
 
> Çek -Slovak bölgesindeki Türk/Turan devletleri sırası ile; Bil Oy Bil >> At Ukuş Bil/URUK Bil >> Skitler >> Sarmatlar(AVAR) >> Hunlular >> Avarlar vs..vs..

Hızır O SOYDAN!
(Zülkarney(in oğlu Turgut(isim) Korkut (lakap))

Hans Von AIBERG

No comments:

Post a Comment