20100109

BEYİN / ÖLÜM

<> beden ölünce ne oluyor?

Eksi beden ayrılıyor(Mıknatısın akıları gibi düşün) kalan artı beden ise dağılıyor (Demirtozları gibi) sonra mahşer denen bir kağıdın üzerine demirtozları serpiliyor rastgele... (Nicelik) Kağıdın altına yeniden MIKNATIS konuyor. Demir tozları yeniden BEDENLENİYOR. İşte bu kısaca

<> kabir azabi, ben berah+sehrayin ya da onu hisseden ruh mudur?
Kabir azabının tam anlamını artık belirtelim ve Kabir azabını şu İmam Gazali denen tekelciden alıp, Kur'an'a iade edelim... Haniflerin bilmesi gereken bir Kabir azabı var ama Gazalinin uydurduğuyla ilgisi yok
 
Ben James Joyce'u sadece bir güçlü PARAZİT alıcısı sanıyordum. Ama bunun çooook üzerinde bir özel görevli, buna artık eminim. Sahi kimdir bu Joyce. Tezkirede ona "Şair" deniyor (Yazar denmiyor) yani yazdıkları şiir kabul ediliyor (nesir) değil nazım...
 
Finnegan kimdir? Belli değil. Borges'in öyküleri de tıpatıp aynı. Borges'i biliyoruz ama Joyce kimdir nedir? Neden Hawking'in en en en sevdiği kitabı yazmış? Hawking onu anlıyor mu? Bu soruların yanıtını gerçekten bilmiyorum. İçinizde o kitabı okuyup ANLAYAN var mı? (Ben hemen hiç anlamıyorum)
 
Nasıl olur da bir Zigzag dağının altından akan zemzem diye bir tek cümle büyü gibi beni 54 yıl ötedeki bir beyin ile irtibatlıyor?
 
Adam yazıp geçmiş sanıyoruz. Ama onun bir tek cümlesi ANAHTAR oluyor paranormali başartıyor. Bence Joyce arkasında biri var. Bir üst-güç.
 
Spilberg kelimesi de sihirli yani bu kelimeyi kullandığımda birşeyler oluşuyor, buna spielberg (şpilbörg) dediğimde HİÇBİR ŞEY olmuyor, ama spilberg dediğimde mesela çok yırtıcı yaban kedisi sakinleşiyor. Onun adı kedi ama o çok vahşi yani ruhundaki doğanın yabanıllığı var. Fakat ona spilberg dediğimde hep ev kedisi kadar munis ve uysal oluyordu. Tarzan ile konuşurken çok sık spilberg kelimesini kullanıyorduk. Bu kelimenin onu teskin ettiğini tesadüfen anladık. (Zaten başıma normal bir şey gelse en başta ben şaşarım)
 
Kelimelerin sırrı nedir? Mesela fatiha'yı yukarıdan aşağıya okuduğumda otomatikman lokal uzay-zamanlarında ama aynı mekanda yaşayan cinlerin de burulma alanına girdiğini söyledi (Noel baba) ben hayatımda cin görmedim ve görmeyeceğim.  (Dabbe olandan bu yeti alınmıştır)
 
Dolayısıyla şeytan (ki cindir) bu dabbe bölgesine giremiyor çünkü o kırmızı cehennem alevi rengiyle donanmıştır. Yeşil olan onu adeta kovuyor. Yeraltında yeşil soğuk ateş var. İbrahime sakin olan ateş, nur, karanlık veya soğuk değil ve orası kafdağıyla spilberg'in kesiştiği bir yer. (Steven Spielberg duymasın kendini bir matah zannedecek)
 
Oradan dirileceğiz bir gün-topluca- sizler de yeşil alemi göreceksiniz. Bu bir vaaddir. Ve bir şey daha öğrendim bir gün kadar önce...
 
Büyük melekler
mesela İsrafil, en büyük zevki kıyamet koparmak
mesela Mikail, en büyük zevki toplu ölümlere doğa afetlerine yol vermek
Mesela Cebrail, adı üzerinde Cebbar=Zorba zorlayıcı, cebren zorlamak en büyük tutkusu...
Ve bizi en çok seven meleğin adını artık tahmin edebilir misiniz? ?
<> Azrail
Evet ama azrail değil onun adı
melekül Mevt
(ölüm meleği diye yanmış tercüme ediliyor)
mewt demek (mevtadan anımsayınız)
Allah'tan geldik Allah'a döneceğiz eylemini yapan yani insanları Allah'a kavuşturan ve insan sevgisi maksimum bir melek. Ben sanırım bir ölümümde Azrail'i görür gibi oldum. Yahya da yanındaydı. Ben şeffaflaştırıldım ve mermilerden biri hariç ötekiler beni yokmuş gibi geçip gittiler, şeffaflaşma anında dalak ve yöresindeki organlarım da bedenimden çıkarıldı. Çooook iyi hatırlıyorum. O öldüğüm gündü. Eğer ölüm anında bir hayal veya vehim görmedimse...
 
Azrail as.ın o kadar şefkatli
o kadar merhametli
o kadar acıması bol
o kadar bana düşkün olduğunu GÖRDÜM ki
inanamadım buna...
Hatta "Sanki melek gördüm" diye yazmıştım -hatırlarsanız- çünkü asla Azrail as.ın
böyle bir centilmen ve insan dostu sevgi dolu varlık olabileceğine hiç mi hiç ihtimal vermemiştim. Adı sadece Azrail olsaydı "Herkese acımasız olacaktı" ama Melekül mewt diyerek bir çifte sistem oluşturulmuştu: mü'minlere ŞEFKAT doluydu facirlere de diğer üç melekten sertti.
 
Bir de bunun için adı SALT A z r a i l değildi. Kur'andaki adı MELEK ÜL MEWT. Allah sizlere de onun o enfes sevecen yüzünü GÖZYAŞLARINI göstersin, onun SEVİNÇTEN ağladığını anlayacaksınız.
 
<> [032.011] [E0] De ki size müvekkel kılınmış olan melekül'mevt canınızı alacak, sonra döndürülüb rabbınıza götürüleceksiniz

Azrail as. bize AVUKAT kılınmıştır, inanmışı SAVUNAN bir dost. Bunu biliyor muydunuz? Azrail adı geçmedi çünkü "Benden değil Allah'tan korkun" demek durumundaydı. Adı ölüm değildi. Ölüm bitmek, yitmek, hiç doğmamak, ebediyen yokolmak demektir. Azrail ÖLDÜRMEZ bizleri mevta kılar yani Allah'a, o tek sığınacağımız merciye götürür.
 
Ben Azrail'i de çoook seviyorum. Siz de seviniz. Ondan korkan ruhunuz değil nefsiniz yani kimliğiniz. Eğer o muhteşem nefs olmasaydı günde türkiye nüfusu kadar kişi rahatlıkla intihar eder veya intihar eylemi yapardı. Kaynanasına kızan canlı bomba olurdu...
 
<> Nahl Sûresinin 32 . Ayetinde Melekler onların canlarını iyi kimseler olarak alırken, “Selâm size! Yapmış olduğunuz iyi işlere karşılık girin cennete” derler.

Evet MELEKLER diyor. Her bir virüs için dahi bir Azrail mültikopyası vardır. her bir hücre, bakteri veya virüs (Yani DNA sarmalı taşıyan her varlık) için bir AZRAİL vardır. Bu Azrail as.ın SAF-Saffat-Safiyyun tutmuş matrisslerinden her biridir. Bizdeki en eski hücre kaçyaşındadır düşündünüz mü? İçinizdeki en yaşlı hücre kaç yaşında???

İçimizdeki en yaşlı hücre kelebeklerin ömrü kadar birkaç günlüktür, geçen haftadan bir şey kalmaz, bizi hep yeniler sistem. Değişmeyen biziz sadece (kimliğimiz bilincimiz) beyin hücrelerimiz kalıcı değildir, devreder yeni bölünmelerle..
 
Biz doğduğumuz günki yapı değiliz, o günden bugüne her saat başı hücrelerimizi Azrail matrissleri öldürdü diyorum ya bizler sembiyoz (ortam yaşayan) bir bedene sahibiz. Yani biz hücre denen hayvancıklarla oluşturulmuşuz. (Darwin sadece bu konuda haklı)
 
Bu beden bizim değil... Biz sadece anne babadan birer tek sarmal alıp bu  hayvancıkların oluşumunu sağlıyoruz. Bu beden bizim değil.
 
Rabbim Adem'e buyurdu: "Soyunun ve inin yeryüzüne!"
 
Çoook güzel bedeni vardı insanın, tek parça, huri geni güzelliğinde ama burada başka bir elbise giydik. Hayvancıklardan oluşmuş bir elbise.
 
Bunun şifresi de "Adem'in ZÜRRİYETİ" kelimesindedir. "Onların zürriyetleri" derken işte bu zerreler (canlı hayvancık mikroorganizmalardan örülü beden/cesedimiz) şifrelendirilmiş ve misallendirilmiştir. Bir kaç örnek "Zürriyet " ayetlerin yazabilirsiniz. Adem zürriyeti biçiminde geçiyor.
 
Mülk Suresi 24. Ayet De ki: "O'dur sizi yeryüzünde zürriyet halinde yaratıp yayan! Nihayet hep toplanıp O'nun huzuruna getirileceksiniz!"
 
Evet yaratıp sonra yayan ne yayılıyor burada?
Araf Suresi 172. Ayet Hem Rabbin Ademoğullarının bellerinden zürriyetlerini alıp onları nefislerine karşı şahit tutarak: "Rabbiniz değil miyim?" diye şahit gösterdiği zaman "Evet Rabbimizsin, şahidiz !" dediler. Kıyamet günü "Bizim bundan haberimiz yoktu!" demeyesiniz,
 
Adem bir ZÜRRİYETTEN gelmiyor yani bedeni HÜCRELERDEN örülü değil. TEK HÜCRE kendisi zaten (Cennet ehli böyle olacak. Midesi barsağı falan olmayacak-eskisi gibi-)
 
Fakat adem'e "Zürriyetleri" olacağı söyleniyor. Zürriyet diyelim ki nesiller olsun, pekiyi bunlar anne overium'unda ve baba sperm'indeki bir çift GEN değil midir? Bu hem zürriyet hem de H Ü C R E sistemi demek değil midir? mutmain olmayan söylesin ltf.

Çok güzel bir elbisemiz vardı inanılmaz güzel bir beden tek parça, tek parça elmas gibi
(elmas bile carbon atomlarından oluşuyor) bu tastamam tek parça ve inanılmaz, akılalmaz, tasavvur edilemez güzellikte bir beden.
 
Cennet ilk durağınız
Naim cennet mekanınız
Allah da dostunuz olsun candaşlarım
 
 (Arkadasim Kur'an ile gaaaaaaayet iyi anlasiyoruz, benimle dertlesiyor, sirlarini veriyor sakinmadan. Ama benim agzim da hiç sir tutmayi bilmez, ne sirri varsa hemen BIZLERE yetistiriyorum.)
(Aslinda bu sirlari öyle kisalttim ki, simdi bir GÖZ KÜRESI yapisindan girsem onun da TANIMI harfiyen var, ölçüleriyle birlikte.)
Küçük bir örnek:
Mahserde, dünya ve günes preslenip iki boyutlu (yufka) olacaklar, birbirlerine paralel olarak tepemizde duracaklar. Kürelerin kalkacagi o günde, göz küre de kalkacak ve Sidretül Münteha gibi ars gibi DÜMDÜZ görecektir
 
Artik beyin merkezleri degil, ORGANLAR kendilerini yönetecektir.
Yani beyindeki görme merkezi göze gelip yerlesecektir.
Konusma merkezi gelip ELLERE , ayaklara yerlesecektir
Baslayacak eller konusmaya... El konusur mu? Konusur hem de isbat bile edebilirim. DIL konusur da EL konusmaz mi? Ikisi de ayni DERIDEN yapilmamis mi?
 
Orası havasız ortam
(Iki boyutlu yufka gibi uzayda oksijen molekülü de gereksiz.)
(Çünkü o da küreselligini yitiriyor, kaleideskopta yer alan renkli kirintilar gibi iki boyutlu davraniyor.)
 
  
Hans Von AIBERG

No comments:

Post a Comment